Page 18 - Fıkıh Okumaları 2. Ünite
P. 18

FIKIH OKUMALARI






        mazı usul ve adabına uygun olmayan tarzda acele kıldırmak da mekruhtur. İmam, namaz bit-
        tikten sonra yüzü cemaate karşı gelecek şekilde oturarak sünnet olan dua ve zikirleri yapar.

               Cemaatle namaz kılan kişinin, hem namaza hem de imama uyduğuna niyet etmesi ge-
        rekir. İmama uymanın geçerli olabilmesi için imam ile cemaatin namaz kıldıkları yerin bir bü-
        tünlük hâlinde olması gerekir. İmam ile cemaatin arasında örneğin duvar olup imamın sesinin
        işitilmesi mümkün olmazsa bu durumda imama uyulmuş olmaz. İmam ile muktedi arasında
        taşıt geçecek genişlikte bir yol, su yolu, ark vb. bulunması da imama uymaya engeldir.


               Sehiv secdesi:

               Sehiv  secdesi,  yanılma,  unutma  veya
        dalgınlık gibi durumlar yüzünden namazın farz-
        larından  birinin  geciktirilmesi  ya  da  namazın
        vaciplerinden birinin terk veya geciktirilmesi du-
        rumunda  namazın  sonunda  yapılan  secdelere
        denilir. Namazını ibadet bilinciyle kılan bir Müs-
        lüman, farz, vacip ve sünnetlerine riayet ederek,
        huşu içinde kılar. Bazen dalgınlıkla veya yanılarak
        gizli okunacak yerde açıktan, açıktan okunacak
                                                                  Sehiv secdesi, namazda farzın geciktirilmesi veya
        yerde gizli okuma, oturulacak yerde ayağa kalk-          vacibin geciktirilmesi ve terk edilmesi durumunda
        ma,  ayağa  kalkılacak  yerde  oturma  gibi  davra-                  namazın sonunda yapılır.
        nışlarda  bulunabilir.  Peygamberimiz:  “Sizden biri
        namazında şüpheye düşerse doğrusunu içinden araştırsın ve namazını kanaatine göre tamamlasın, sonra
                                             28
        selam versin ve sehiv secdesi yapsın.”  buyurmuştur.  Peygamberimiz, sehiv secdelerinin, namaz
        kılan kişinin namazını tam kılıp kılmadığıyla ilgili tereddütlerini ortadan kaldırıp onu manen
        rahatlattığını,  ifade  etmektedir.

               Namazda bir farzın bilerek veya yanılarak terk edilmesi, o namazın yeniden kılınmasını
        gerektirir. Çünkü bir farzın eksikliğini telafi etmek için sehiv secdesi yeterli olmaz. Bir sünnetin
        kasden veya yanılarak terk edilmesi, bir kusur olmakla birlikte, bunlar için sehiv secdesi yap-
        mak  gerekmez.

               Sehiv secdesi, hem imama hem de tek başına kılana vaciptir. Bir namazda bir veya bir-
        den fazla vacibin sehven terk edilmesinden dolayı bir sehiv secdesi yeterlidir. Kendisine sehiv
        secdesi vacip olup onu yerine getirmeyen bir kişinin namaz borcu düşer. Kendisine namazının
        eksikliklerini giderme fırsatı tanınan bu kişi, bu fırsattan yararlanıp namazının eksikliklerini
        gidermediği ve vacipleri tamamlamadığı için günahkâr olur. İmama uyan kişi, namazda yanılsa
        bile onun üzerine sehiv secdesi vacib olmaz. Cuma ve bayram namazlarında kalabalık bir ce-
        maat varsa cemaat arasında karışıklığa yol açmamak için imamın sehiv secdelerini terk etmesi
        daha uygundur.

               Sehiv secdesi namazın son oturuşunda yapılır. Tek başına kılan kişi bu secdeyi, tahiyyat
        ve salli-barik dualarını okuyup sağ ve sol taraflara selam verdikten sonra yapar. İmam ise,
        cemaatin karışıklığa uğrayıp dağılmasına yol açmamak için tahiyyatı okuyup sağ tarafa selam
        verdikten sonra sehiv secdesini yapar.  Selam verdikten sonra namazda yanıldığını hatırlayan
        bir kimse,  yüzünü kıbleden çevirmemiş ve konuşmamış ise yine sehiv secdesi yapabilir.
        28 Buhârî, Salât, 31.
                                                          44
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23