Page 20 - Fıkıh Okumaları 2. Ünite
P. 20

FIKIH OKUMALARI






        caksa önce öğle, hemen ardından ikindinin farzları kılınır ve yola çıkılır. Aynı şekilde ameliyata
        giren doktor ve benzeri mazereti olan kişilerin normal vakitler içerisinde namaz kılması müm-
        kün olmayacaksa namazlarını birleştirerek kılması mümkündür.


               İmamet ile ilgili bazı hükümler

               Müdrik, namazın başından sonuna kadar imama uyup bütün rekâtları onunla birlikte
        kılan  kimsedir.  İmama  ilk  rekâtın  rükûunda  yetişen  kimse  de  müdrik  adını  alır.

               Lahik,  namaza  imamla  birlikte  başladığı
        hâlde bir mazeretten dolayı namazın tamamını
        veya bir kısmını imam ile kılamayan kimsedir. Bu
        mazeretler, uyku, dalgınlık, aşırı kalabalıktan do-
        layı sıkıntı veya abdestin bozulması gibi bir du-
        rum olabilir. Lahik durumuna düşen kişi, kaçırdı-
        ğı rekâtları, sanki imamın arkasında kılıyormuş
        gibi kılarak namazını tamamlar. Yani kıraat yap-
        maz. Bir müddet bekleyerek rükû ve secdeleri
        yapar. Bununla birlikte bu uygulama zordur. Bu
        nedenle bu durumda olan kişi usulünü biliyor-
        sa abdest alıp geldikten sonra namazına imama
        uyarak devam eder. Usulünü bilmiyorsa namazı
        baştan  tekrar  kılmalıdır.                           Namazın başından sonuna kadar imama uyup bütün rekât-
                                                                   ları onunla birlikte kılan kimseye müdrik denir.
               Mesbuk imama namazın, birinci rekâtın rükûundan sonra mesela, ikinci, üçüncü ve
        dördüncü rekâtlarında uyan kişidir. Mesbuk, imam selam verdikten sonra “Allahu ekber” di-
        yerek ayağa kalkar ve imam ile kılamadığı rekâtları münferid gibi kılar. Örneğin, dört rekatlı
        namazın son rekatında imama uyan kimse iman ile  teşehhütte bulunduktan sonra ayağa kal-
        kar, sübhaneke, fatiha ve bir sureyi okuyup oturur ve tahiyyat okunduktan sonra ayağa kalkar.
        Geri kalan 2 rekatı tamamlar.


               Zelletü’l-kârî (namazda okuma hataları): Kur’an-ı Kerim’i okumadaki bir hataya, “zelle-
        tü’l-kârî” denir. Örneğin; namazda kasıtlı olarak Kur’an’ın bir kelimesini, anlamı değiştirecek
        şekilde okumak namazı bozar. Ancak herhangi bir kasıt olmaksızın yanlış yapıldığında ise eğer
        Kur’an lafızlarından olmayan bir lafız okunmuş olursa namaz yine bozulur. Okunan şey Kur’an
        lafızlarından biri ise namaz bozulmaz. Kelime sonlarındaki hareke yanlışları da bu  anlamı
        değiştirse bile namaz bozulmaz. Bir harf yerine başka bir harf okunması durumunda; eğer bu
        harfler sin ve sad harfi gibi mahreç yakınlığı bulunan harflerden ise namaz bozulmaz. Mese-
        la, “Allahü’ssamed” diyecek yerde “Allâhü’s-semed” demek “felâ takher” diyecek yerde “felâ
        tekher” demek, “fethun karîb” diyecek yerde “fethun garîb” demek namazı bozmaz. Bunun-
        la birlikte mahreç yakınlığı olmayan ancak genel olarak karıştırılan ve ayırt etmekte güçlük
        çekilen harflerin birbiri yerine geçirilmesi durumunda birçok fakihe göre namaz bozulmaz.
        Örneğin  “dât” yerine “dâl”, “zâl” veya “zı” harfinin okunması böyledir. Şeddeli harfi şeddesiz
        veya şeddesiz harfi şeddeli; uzun okunacak yerde kısa veya kısa okunacak yerde uzun; idgam
        yapılacak yerde idgamsız veya idgam yapılmayacak yerde idgam yaparak okumak namazı boz-
        maz. Örneğin “iyyâke na‘büdü” diyecek yerde “iyâke na‘büdü” demekle namaz bozulmaz.
        Fakihlerin çoğunluğuna göre bir kelime tam okunmasa örneğin  “el-hamdü…” diyecekken,
                                                          46
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24