Page 15 - Fıkıh Okumaları 1. Ünite
P. 15
1. ÜNİTE
5. Tercîh Yapabilen Müçtehitler
İçtihat edememekle beraber, müçtehitten gelen iki görüşten birisini delillere dayanarak tercih eder.
Bu kavil sahihtir, essahtır, bu kıyasa daha uygundur diyebilen zatlardır. Kuduri, İmam Merginani, İbn Hümam
gibi.
6. Temyiz Yapabilen Fakîhler
Mezhepte zahir olan rivayetlerle nadir olanları, kuvvetli ile zayıf olanları birbirinden ayırabilirler.
İmam Nesefi, Ebu’l-Fazl el Mavsili gibi.
7. Taklîd Ehli Fakihler
Bu sınıftakiler yukarıdaki hiçbir mertebeye yetişememiştir. Ancak mezhebin mesailini ezberleyip
eserlerinde derleyen kimselerdir. Bir bakıma nakilciler de denilebilir. Hicri 800 den sonra Hanefi fukahasının
ekserisi bu kısma dahildir. İbni Abidin diye bilinen Seyyid Muhammed Emîn bin Ömer bin Abdülazîz ve Ala-
üddin el Haskafi gibi. 22
3.5. Mezhep ve Taklit
Mezhep sözlükte gidilecek yer, gidilecek yol, görüş gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak mezhep,
kendi içinde tutarlı bir düşünce sistemine sahip, içtihat ehliyeti olan âlimlerin ortaya koydukları fıkhî görüş-
leri ifade eder. Fıkıh mezheplerini, ayrıştırıcı ve inananlar arasında bölücü bir unsur olarak değil, insanların
23
dinî anlama ve yaşamalarında birer zenginlik ve kolaylık unsuru olarak kabul etmek gerekir.
Taklit, sözlükte; “kılıç takmak, bir kimsenin omzuna kılıcın askısını yerleştirmek ve bir kimseye ger-
danlık takmak” gibi anlamlara gelmektedir. Fıkıh usulünde taklit, delilini bilmeksizin bir müçtehidin içtihadı
ile amel etmektir. Bir müçtehidin görüşüyle hareket eden kişi, meydana gelebilecek manevi sorumluluğu
24
o müçtehidin boynuna yüklediği için bu ameline taklit, kendisine de mukallit denilmiştir. Hüküm verirken
dayandığı delili bilerek bir kişinin içtihadı ile hareket etmeye ise ittibâ denir. İttibâ, içtihat ile taklit arasında
25
orta bir mertebedir.
Hicri dördüncü yüzyılın yarısında başlayıp asırlarca devam eden süreçte mezhep imamlarına aşırı
saygı, belli mezheplere bağlı kişilerin kadı olarak tayin edilmesi, mezhep hükümlerinin tedvin edilmesi, hü-
kümlerin delilleri ile değil sadece sonuçları ile ilgilenilmesi, devlet adamlarının bir mezhebi desteklemeleri
ve bazı mezheplere vakıfların tahsis edilmesi gibi sebeplerle toplumda taklit yaygınlaşmıştır.
Bir kişinin bulunduğu mezhepten tamamen ayrılıp başka bir mezhebe geçmesine külli intikal denir.
Hanefi olan bir kişinin Şâfiî olması külli intikale örnektir. Bir kişinin bazı konularda kendi mezhebinden farklı
bir mezhebin içtihadı ile amel etmesine ise cüzî intikal denir. Mâlikî olan bir kişinin namaz kılarken Şafii
Mezhebi’ni taklit etmesi cüzî intikal olarak isimlendirilir.
Müslümanlar bir ihtiyaç durumunda kendi mezhebinden başka fıkıh mezheplerinden yararlanabi-
lirler. Hanefi Mezhebi’nde olan bir kişi yolculuk esnasında namaz kılmaya imkân bulamadığında zorunlu-
luğuna istinaden diğer mezheplerde yer alan: “Öğle ile ikindi ya da akşam ile yatsı namazı cem edilerek
kılınabilir.” görüşünden yararlanarak namazını cem edebilir.
22 Bilmen, Hukukı İslâmiyye ve Istılâhâtı Fıkhîyye Kamusu, C. I, s. 313.
23 MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 238.
24 MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, s. 349.
25 Atar, TDV İslam Ansiklopedisi, C. Ek-1, s. 670.
23