Page 7 - Ebru 2. Ünite
P. 7

EBRU SANATININ TARİHÇESİ ve MEŞHUR ÜSTADLARI

            Ebru sanatında çok büyük bir usta olan Edhem Efendi’nin özellikle zırnık, gülbahar,
          lök renklerinin üzerine, lahor çividine kattığı terebentinli serpme battalları meşhurdur ve
          hemen anlaşılabilir. Daha sonra gelen ebrucular tarafından bu tür battallara Edhem Efendi
          battalı  adı  konulmuştur .  Kardeşi  Nâfiz  Efendi  de  kendisi  gibi  ebruculuğu  babasından
                                   1
          öğrenmişse de elimizde eseri yoktur. Edhem Efendi’nin en önde gelen talebesi Necmeddin
          Okyay’dır. Osmanlı hat sanatının zirve isimlerinden Sâmi Efendi ve Aziz Rufâî efendiler
          de kendisinden ebruculuğu öğrenmişlerse de meslek edinmemişlerdir.


                                                       4.5. Üstad Necmeddin OKYAY
                                                       Üsküdar  Şer’iye  başkatibi  ve  Yeni  Valide
                                                     camii imamlarından Abdünnebi Efendi’nin oğlu
                                                     olan  Mehmed  Necmeddin’in  doğum  tarihi  19
                                                     Rebiülevvel 1300/29 Ocak 1883’tür. Üsküdar’da
                                                     dünyaya  gelen  Necmeddin  Okyay  hayatının
                                                     tamamını  bu  semtte  geçirmiştir.  Hıfzını  küçük
                                                     yaşlarda  tamalayarak  hâfızlık  payesi,  Ravza-i
                                                     Terakki Rüştiye’sine devam ettiği senelerde ise
                                                     “aşere”  ve  “takrib”den  izin  almıştır.  Mektebin
                                                     Hocası  Hasan  Talat  Bey’den  rık’a,  divanî  ve
                                                     celî  divanî  yazılarından  icazet  aldıktan  sonra
                                                     ilerleyen  yıllarda  Sâmi  Efendi’ye  devamla
                                                     1905’te  talik,  Hacı Arif  Efendi’den  de  1906’da
                                                     sülüs ve nesih yazılarından icazet almaya layık
                                                     görülmüştür.  Özbekler  tekkesi  şeyhi  Hezârfen
                                                     Edhem Efendi’den ebru kâğıdı ve ahar denilen
                         Üstad Necmeddin OKYAY
                                                     cilalı kâğıt hazırlama usullerini de öğrenmiştir.
            Çok  yönlü  bir  insan  olan  Necmeddin  Okyay,  eski  mürekkepçiliği  Vehbi  Efendi’den,
          Kemankeşlik  denilen  okçuluğu  da  Sultan  Abdülaziz’in  okçubaşısı  Seyfeddin  Bey’den
          öğrenmiştir. Cami derslerine devamla ilmiye icazetine de sahip olan Necmeddin Efendi,
          1907’de babasının vefatı üzerine aynı camiye imam ve hatip olarak tayin edilmiş ve bu
          vazifesini 41 yıl aksatmadan sürdürmüştür.

            Sülüs ve tuğra çekmeyi öğrenmek için hicri 1332, miladi 1914’ te açılan Medresetü’l-
          Hattâtîn’e devam ederek Tuğrakeş Hakkı Bey’den bu yazıları öğrenmiştir. Aynı okula iki
          yıl sonra ebru ve ahar muallimi olarak atandığında yaşı otuzüçtür. Çiçekli ve yazılı ebru
          formlarının üzerinde bu yıllarda çalışmıştır. Üsküdar Toygar Tepesi’ndeki evinin bahçesinde

          400 çeşit gül yetiştirip çeşitli sergilerden madalya kazanmıştır. 1925 yılından itibaren de
          klasik cilt sanatıyla sanat seviyesinde meşgul olarak şemse ciltin en güzel örneklerini
          yapmıştır. Soyadı Kanunu çıktığında kendisine okçuluğuyla mütenasib “Okyay” soyadını
          tercih etmiştir.

          1  Hüseyin Vassâf, c.III, s. 213-214; Zâkir Şükrü, s. 76; DERMAN 1977, s, 32-40; Necmeddin Okyay’ın Neşredilmemiş Hatıraları, Uğur Derman
          Arşivi;  DERMAN, 1994c.

                                                       27
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12