Page 7 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 2. Ünite
P. 7
2. Ünite ANADOLU'DA İSLAM
Horasan ve Maveraünnehir'de İslam’la ve fütüvvet esaslarıyla ilk defa tanışan Türkler,
yaşanan istilaların ardından akın akın Anadolu'ya geldi. Gelenlerin arasında çok sayıda âlim,
derviş gibi dinî ve ilmî hareketin mensupları da vardı. Bu kişiler Anadolu'da fütüvvet esasları
9
çerçevesinde teşkilatlandılar. İslam'ın yoksula, fakire, yolda kalmışa yardım etme, Allah (c.c.)
rızasını umarak her türlü iyilikte yardımlaşma, mal ve canla cihat etme ilkeleri ışığında kurdukları
ahilik teşkilatlarıyla Anadolu'nun İslamlaşmasına büyük katkı sağladılar.
Fütüvvet öğretisini esas alan Ahilik teşkilatında, ahiler öncelikle Anadolu’ya göç eden
Türkleri konuk ettiler. Daha sonra ihtiyaç sahiplerine yardımcı oldular. Mesleği olan Türkler
için iş yerleri açarken, mesleği olmayanlara mesleki eğitim verdiler. Halkın dinî eğitimiyle
ilgilendiler. Genç işçilere alçak gönüllülük, sosyal dayanışma, özveri, ustaya itaat gibi esnaf
lonca örgütünün gerektirdiği bir ahlak eğitimi verdiler. Cami, medrese ve zaviyeler inşa
10
ettiler. Türkiye Selçuklularının ve Osmanlıların kuruluşunda, Horasan, Anadolu ve Balkanlar'da
İslam’ın yayılmasında ve İslam medeniyetinin gelişmesinde önemli bir görev ifa ettiler. 1334’te
Anadolu’yu gezmiş olan İbn-i Battûta’nın ahilerle ilgili gözlemi şöyledir:
“Ahiler birbirleriyle çok sıkı bir dayanışma içindedirler. Her birinin halk içinde muteber
bir mesleği vardır. Onlara; Anadolu Türkmen yurdunda her bölgede, şehirde ve köyde rastlanır.
Dünyanın hiçbir köşesinde, yabancılara yakınlık göstermede, yiyecek ve her türlü gereksinimle-
rini karşılamada ahilerin gösterdikleri ciddi çabalar bakımından onlarla kıyaslanabilecek kimse
yoktur. Ahi, kendi sanatında çalışanları, evlenmemiş gençleri ve bekâr yaşamı seçmiş olanları
bir araya toplayıp onların önderi olmayı kabul eden bir kimsedir. Ahi, bir zaviye bina eder; onu
halı, kandiller ve başka gerekli eşya ile döşer. Zaviyede onunla beraber olanlar, gündüz çalışırlar
ve ikindi namazından sonra ortaklaşa kazançlarını getirirler; bu para ile zaviyede yenecek mey-
ve ve başka yiyecekler satın alırlar. Şayet o gün şehre bir yolcu gelmişse onu zaviyede konuk
ederler, satın aldıkları şeyleri ona ikram ederler, ayrılana kadar onun yanında kalırlardı. Öte
yandan yaşadıkları yerlerdeki zorbaları da yola getirir, herhangi bir sebeple ortaya çıkan kötü-
lükleri tek tek ortadan kaldırırlar. Zaviyelerin başına ahi, üyelerine ise fityan denir. Dünyanın
hiçbir yerinde davranışlarında onlar kadar centilmence davranan kimse görmedim…” 11
BİLGİ KUTUSU
Ahilik teşkilatının son derece önemli toplumsal katkıları olmuştur. Bunlar şu şekilde
sıralanabilir:
Göçebelerin yerleşik yaşama uyum sağlamaları,
Anadolu’nun yerli halkı karşısında göçmen Türklerin haklarının
korunması,
Asya’dan gelen sanatkâr ve tüccar Türklerin yerli sanatkâr ve tüccarla
yarışabilecek seviyeye gelmeleri,
Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için fütüvvet düşüncesinin
yayılması.
9 Sönmez Kutlu, Türkler ve İslam Tasavvuru, s. 86.
10 Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye, C 1, s. 40.
11 İbn-i Battûta, Büyük Dünya Seyahatnamesi, s. 204.
52