Page 6 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 2. Ünite
P. 6
ANADOLU'DA İSLAM 2. Ünite
Horasan, Anadolu ve Balkanlar’da İslamiyet’in Yayılması
Ribat, fütüvvet ve ahilik teşkilatları Horasan, Anadolu ve Balkanlar'da İslamiyet'in yayıl-
masında, özellikle sayıca çok kalabalık bir kesimi oluşturan göçebe Türklerin İslamlaşmasında
etkili rol oynamıştır.
12.1.3. Sûse ribatından bir görünüm/Tunus
Sınır boylarında ve stratejik mevkilerde bulunan askerî amaçlı sağlam yapılar olan
ribatlarda askerî eğitim ve hazırlıklar yapılırdı. İslamiyet'in Maveraünnehir ve Horasan'da güç
kazanmasından sonra ribatlar giderek birer tekke ve zaviyeye dönüştü; derviş, sufi ve eren adı
verilen mutasavvıflar için İslam’ı yayma faaliyetlerinin merkezi oldu. Ticaret yolları üzerinde
inşa edilen ribatlar da İslamlaşmanın tamamlanmasından sonra kervanların yol güvenliğini ve
konaklama ihtiyaçlarını sağlamaya yönelik birer kervansaray olarak hizmet vermeye başladılar.
Böylece Hakk'a davet yanında halka hizmeti de görev olarak üstlendi. Tekke, zaviye ve
kervansaraylarda bulunan mutasavvıflar sayesinde Türkler İslamiyet'i kabul etmekle kalmayıp
İslam'a hizmet için askerî, sosyal, dinî ve fikrî her alanda etkin faaliyet gösterdiler.
BİLGİ KUTUSU
Gençlik, erlik, yiğitlik anlamında Arapça bir kelime olan fütüvvet, bir çeşit fedakârlık,
mertlik, yiğitlik teşkilatıdır. Başta Bağdat olmak üzere büyük İslam kentlerinde işsiz güçsüz
dolaşan gençler fütüvvet teşkilatında toplanmıştır. Bu teşkilat başlangıçta tasavvuf ile iç içe
iken zamanla mesleki bir teşekkül olan ahi teşkilatının temelini oluşturmuştur. Ahi kelimesi
Arapçada “kardeş”, Türkçede ise “cömert” manasına gelmektedir. Ahiler bekâr ve sanat
sahibi gençlerin oluşturduğu bir tür cemiyettir. Ahi birliklerine aynı zamanda “fütüvvet
birlikleri”, genç ahilere “feta”, ahi teşkilatının inanç, adap, ilke, kural ve esaslarının yazılı
olduğu kaynaklara da "fütüvvetname" denir.
(Mehmet Zeki Pakalın, Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C 1, s. 645; Yusuf Ekinci, Ahilik, s. 12; Kaşgarlı Mahmut,
Divan-ı Lügati’t-Türk, C 1, s. 84.)
51