Page 16 - 12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 2. Ünite
P. 16
ANADOLU'DA İSLAM 2. Ünite
Hatta tarikatın şeyhi aynı zamanda kumandandır. Hacı Bektaş-ı Veli’nin en önemli eseri olan
40
"Makâlât" incelendiğinde onun Ahmet Yesevi’nin yanında 13. ve 14. yüzyılda Anadolu’da
yaşayan İbn Arâbî, Mevlana, Ahi Evran ve Yunus Emre gibi mutasavvıflardan da etkilendiği
görülmektedir. Onun insan eğitimi ve nefis terbiyesine dair en önemli öğretisi “Eline, diline,
41
beline sahip ol!” düstûrudur. "İncinsende incitme" şeklinde özetlenebilecek insan sevgisi ve
kardeşlik anlayışı, Anadolu'da geniş kitlelerce benimsenmiştir.
Yunus Emre
"Bir zerre aşkı olmayan belli bilin yabandadır.
Aşkı olmayan gönül misâl-i taşa benzer."
Yunus Emre
Hayatı, tarihî şahsiyeti ve eserleri hakkında birçok farklı
rivayet olan Yunus Emre, 1240 yılında Sivrihisar'da doğmuş,
1320 yılında vefat etmiştir. Yunus Emre’nin arı bir Türkçe ile
yazdığı şiirleri olmasına rağmen birçok kaynak onun ümmi
(okuma yazma bilmez) olduğunu söylemektedir. Buna karşın
bazı kaynaklar ise onun çok iyi bir medrese tahsili gördüğünü
ve Farsçadan çeviri yapacak kadar bilgili olduğunu ifade eder.
Yunus’un mürşidi Tapduk Emre’dir. Ancak tarikatının ne ol-
duğu net değildir. Eski Anadolu Türkçesinin oluşumunda çok
önemli rol oynayan ilk Türk şairidir. Daha sağlığında şiirleri
bütün Anadolu'ya yayılan Yunus Emre'nin kullandığı kelime-
ler ve ifade kalıpları, bunlara yüklediği anlamlar ve mecazlar
Türkçenin edebî bir dil hâline gelmesi yolunda büyük bir aşa-
ma olmuştur. Esasen Yunus’u diğer mutasavvıf şairlerden
42
ayıran özelliği de budur. 12.1.14. Yunus Emre (temsili)
Anadolu’nun birçok yerinde hatta Azerbaycan’da Yunus Emre’nin kabri kabul edilen ma-
kamı vardır. Bu durum, Yunus Emre’nin Anadolu’da ve Türklerin yaşadığı coğrafyalarda ne
43
kadar büyük bir iz bıraktığının açık kanıtı sayılır.
Sarı Saltuk
Anadolu ve Balkanlar’ın Müslümanlaşmasındaki etkisi nedeniyle adı etrafında menkıbeler
oluşmuş bir alperendir. Kaynaklarda “mücahit-gazi, gazi-derviş, alperen, mübarek zat, ermiş”
gibi sıfatlarla anılan Sarı Saltuk, Anadolu ve Balkanlar'ın manevi mimarlarındandır.
Tarihî kaynaklara göre Sarı Saltuk, Dobruca’ya yerleşmesinden vefatına kadar irşat
faaliyetlerini sürdürmek amacıyla çeşitli tekke ve zaviyeler açmıştır. Dobruca’daki Sarı Saltuk
Tekkesi, Kaligra’daki Sultan (Yılan) Tekkesi, kendisinin bizzat açtığı ve faaliyette bulunduğu
tekkelerdendir. Sarı Saltuk’un adına ölümünden sonra açılan tekkeler Babaeski’deki Eski
Baba Tekkesi ile Kütahya Şeyhlü’deki Sarı Selcük Tekkesidir. Sarı Saltuk uğradığı yerlerde
önemli hizmetlerde bulunduğundan adına makam, türbeler oluşturulmuştur. Saltuknâme’ye
40 H. Kamil Yılmaz, Anahatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlar, s. 137-138.
41 Ramazan Muslu, Anadolu’da Tasavvuf Yolları, s. 60.
42 Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, s. 265-270.
43 bk. Mustafa Tatcı, “Yunus Emre”, TDV İslam Ansiklopedisi, C 43, s. 600-606.
61