Page 16 - Akaid 7. Ünite
P. 16
KADER VE KAZAYA İMAN 7. Ünite 7. Ünite
Peygamber Efendimiz de her şeyi Al-
lah’ın (c.c) yarattığını, her canlının rızkını
O’nun verdiğini belirtmiş; “Her kim çokça
76
istiğfar ederse Allah onun her kederine bir
kurtuluş, her sıkıntısına bir çıkış yapar ve
77
onu ummadığı yerden rızıklandırır.” ve
“Her kim rızkının genişletilmesini ve ece-
linin geciktirilmesini (ömrünün uzamasını)
isterse sıla-i rahim yapsın.” buyurarak
78
Allah’tan (c.c) af dilemenin ve akrabaları
ziyaret etmenin (sıla-i rahim) rızkı geniş-
leteceğini ifade etmiştir. Hz. Peygamber “Allah’ın size helal ve temiz olarak verdiği
Allah’ın (c.c), dilediğine az, dilediğine çok rızıklardan yiyin...” (Nahl suresi, 114. ayet.)
rızık verdiğini ve “Şayet siz Allah’a (c.c)
79
hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabahleyin aç gidip akşamleyin tok olarak dönen kuşları rızıklandırdı-
80
ğı gibi sizi de rızıklandırırdı.” diyerek doğru bir tevekkül anlayışına sahip olan insanların da kuşlar
gibi rızıklandırılacağını bildirmiştir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) “Kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir rızık asla yeme-
miştir…” buyurarak kişinin kendi emeğiyle rızkını elde etmek için çalışmasına dikkat çekmiştir. Bu
81
sebeple insanoğlu, başkasının emeğiyle geçinmeyi düşünmemelidir. Kendi elinin emeği ve alnının
teriyle rızkını kazanmaya gayret etmelidir. Öte yandan hakkı olmayana el uzatmamalı, kimsenin
hakkını yememelidir.
Allah (c.c), rızık konusunda insanlardan bazısını zenginlikle bazısını da fakirlikle imtihan eder.
Zengin kişi kendisine verilen nimetlere şükrederek bunları Allah’ın (c.c) istediği şekilde harcar ve
paylaşırsa imtihanı kazanır. Fakir de Allah’a (c.c) isyan etmeyip, üzerine düşen sorumlulukları yeri-
ne getirerek, şükür ve kulluk vazifelerini yaparsa imtihanı kazanır.
4.3. Afet
Allah (c.c) kullarını farklı şekillerde imtihan eder. Sel, deprem vb. bütün afetler Allah’ın (c.c)
takdiriyle gerçekleşir. Ancak afetleri engellemek için gerekli tedbirleri almak da kulun görevleri
arasındadır. Tedbirsizliklerden kaynaklanan sorunları “Ne yapalım kaderimizde varmış.”, “Allah
(c.c) böyle tak dir etmiş.” gibi cümlelerle geçiştirmek doğru bir kader ve tevekkül anlayışı değildir.
Bu cümleler, ancak gerekli bütün tedbirler alındıktan son ra yine de başa gelen musibetler için
yerinde ve haklı olabilir. Böyle bir durumda mümine düşen, teselli ve destek kaynağı olarak yine
Rab b’ine sığınmak ve her şeyin O’nun takdirinde olduğuna iman etmektir.
Bizler, mesela deprem gibi bir olayın öncesinde gerekli tüm tedbirleri almakla sorumluyuz.
Sonrasında olanlara dair tabii ki bir teselli ve destek kaynağı olarak yine Rabb’imize sığınmak ve
her şeyin O’nun takdirinde olduğuna iman etmek durumundayız.
Hadislerde en büyük musibetlerle peygamberlerin karşılaştığı, Allah’ın (c.c) sevdiği kullarını
82
zaman zaman musibetlerle imtihan edeceği belirtilmekte ve musibetlere sabredip çekilen acılar
83
karşısında Allah’tan (c.c) ecir beklemenin faziletine işaret edilmektedir.
84
76. Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 130, 202.
77. İbni Mâce, Edeb 57.
78. Buhârî, Büyû, 13; İbn Mâce, Edeb, 57.
79. Buhârî, Tefsîr, 11/2, Tevhîd, 19; Müslim, Zekât, 37.
80. Tirmizi, Zühd, 33.
81. Buhârî, Büyû, 15.
82. Buhari, Merdâ, 2, 3; İbn Mace, Fiten, 29; Tirmizi, Zühd, 57.
83. Buhari, Merdâ, 1; Tirmizi, Zühd, 57
84. Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 177, 182; Tirmizi, Cenaiz, 36; Nesai, Cenaiz, 22.
150