Page 15 - Akaid 7. Ünite
P. 15

7. Ünite                   KADER VE KAZAYA İMAN




                4.2. Rızık

                Sözlükte  “yiyecek  vermek,  rızıklandır-
           mak” anlamındaki (ق ز ر) kökünden türeyen   B      BİLGİ KUTUSU
           rızk  kelimesi  “yiyecek,  giyecek  ve  faydala-
           nılacak her şey; yağmur; bağış; pay, nasip”
           gibi  anlamlara  gelir.   Terim  olarak  Allah
                              67
           Teala’nın canlılara yeme, içme ve başka hu-
           suslarda yararlanmak üzere verdiği her şeyi
           ifade eder.
                Rızık  kavramı  Kur’an-ı  Kerim’de  123
           yerde  geçmektedir  ve  genel  olarak  Allah’a
           (c.c) izâfe edilmektedir. Ancak bazı ayetler-
           de  rızka  aracı  olması  sebebiyle  kullara  da
                                                        Er- Rezzak, Allah’ın 99 güzel isminden
                          68
           nispet edilmiştir.                          biri olup, bütün mahlukatın rızıklarını ve-
                Kur’an’da yeryüzündeki bütün canlıla-  ren ihtiyaçlarını karşılayan dilediğine bol
           rın rızkını verenin Allah (c.c) olduğu “Yeryü-  rızık veren demektir.
           zünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca
           Allah’ın üzerinedir…”  ve “Nice canlı var ki
                              69
           rızkını (yanında) taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O, her şeyi işitir ve bilir.”  vb.
                                                                                             70
           ayetlerle vurgulanmış ve dolayısıyla da rızık konusunda endişeye düşülmemesi gerektiği “…Ona
           hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin
           -sizin de onların da rızkını biz veririz …”  ayeti ile bildirilmiştir. Bu, insanın rızık temin etmek an-
                                               71
           lamında hiçbir şey yapmaması anlamına gelmemelidir. Tam tersi rızkı verenin Allah (c.c) olduğu
           bilinci ile insan, rızkını aramaya devam etmelidir. 72
                Ehl-i sünnet âlimleri rızkı “Cenâb-ı Hakk’ın hayatlarını sürdürebilmeleri için canlılara verdiği
           her türlü şey” şeklinde tarif etmişlerdir. Onlara göre gayri meşrû yollardan elde edilen imkânlar
           (haram) da rızık kavramına dahildir. Aksi takdirde haram yiyen kimselerin Allah’tan (c.c) başkası
           tarafından rızıklandırılmış olması gerekir. Bu ise bütün canlıların rızkının Allah (c.c)tarafından veril-
           diği şeklindeki ayet ve hadislere aykırı bir durumdur. 73
                Allah (c.c), rızkı dilediğine dilediği kadar
           verir. Ancak kulların da çalışıp çabalayıp ken-
           dilerine takdir edilmiş olan rızkı, helal yoldan
           kazanmak  için  gayret  göstermeleri  gerekir.
           Bu  konuda  Kur’an-ı  Kerim’de  “Yeryüzünde
           yürüyen  her  canlının  rızkı,  yalnızca  Allah’ın
           üzerinedir.  Allah  o  canlının  durduğu  yeri  ve
           sonunda bırakılacağı mekanı bilir. (Bunların)
           hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz’da) dır.”
                                                   74
           buyrularak bütün canlıların rızkının Allah (c.c)
           tarafından verildiği bildirilmiştir.
                                                           “Kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı rızık
                Kur’an’a  göre  rızık,  yalnızca  gıdalardan     yememiştir...” (Buhârî, Büyû, 15.)
           ibaret değildir. Başta din, hidayet ve nübüvvet
           olmak üzere Allah’ın (c.c) manevi lütufları da rızık olarak kabul edilmiştir. 75
           67. Lisânü’l-Arab, “r-z-” md.
           68. Bakara suresi, 233. ayet; Nisâ suresi, 5. ve 8. ayetler; Kehf suresi, 19. ayet.
           69. Hûd suresi, 6. ayet.
           70. Ankebut suresi, 60. ayet.
           71. En’âm suresi, 151. ayet.
           72. Fâtır suresi, 12. ayet; Mülk suresi, 15. ayet.
           73. TDV İslam Ansiklopedisi, C 35, s. 73-74.
           74. Hûd suresi, 6. ayet.
           75. Hûd suresi, 88. ayet.
                                                                                              149
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20