Page 9 - 12. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 3. Ünite
P. 9

70
                                             Peygamberimiz ve Toplumsal Değişim


                   Cenab-ı Allah, insanlığın huzuru, sükûnu ve mutluluğu için çalışanları ahirette sonsuz huzur
               ve mutluluk yeri olan cennetle ödüllendireceğini belirtmiş, aksine davrananların da bu davranış-
               ları sebebiyle ahirette sorumlu tutulacağını ve cezalandırılacağını bildirmiştir. 22

               3. Aile Hayatında Değişim
                   İslam’ın aile ve toplum yapısında gerçekleştirdiği esaslı dönüşümü ve değişimi kavrayabilmek
               için Arap toplumundaki sosyal yaşamın ve aile kurumunun özelliklerinin bilinmesi gerekir. Aile,
               insanların dinî, hukuki ve ekonomik anlayışlarıyla doğrudan ilişkisi olan bir kurumdur. Sosyolojik
               gelişmeler, ailenin toplumla geliştiğini ve değiştiğini göstermektedir. Cenab-ı Allah, Nisâ suresi 1.
               ayette aileyi şu şekilde tarif etmektedir: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşi-
               ni meydana getiren, ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten
               sakının…” Ailede sorumluluk bilincinin olması gerektiğini bildiren Tahrîm suresi 6. ayette ise,  “Ey
               iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun...” buyurarak
               Müslümanların ailelerine karşı sorumlu davranması emredilmiştir.
                   Cahiliye Dönemi’nde çöl ortamında müstakil bir aile hayatı sürdürebilmek neredeyse imkan-
               sızdı. Bu sebeple Araplar geniş aile şeklinde yaşamayı tercih etmişlerdir. Arap toplumunda İslam
               öncesi dönemde iki tip aileden bahsetmek mümkün olur: Birincisi soy birliğine dayalı ailedir ki
               buna kabile ailesi denir. İkincisi ise anne, baba ve çocuklardan meydana gelen çekirdek ailedir.
                                                                                                  23
                   Aileler mümkün olduğu kadar fazla erkek çocuğa sahip olmak istemişlerdir. Zira onlar güçle-
               rini sahip oldukları erkek çocuklar sayesinde kazanmışlardır.




                          Mü’minlerin imanca en mükemmel olanı, ahlakça en güzel olanı
                          ve aile fertlerine yumuşak davrananıdır.

                                                                   (Ahmed b. Hanbel, C 6, s. 47.)





               Cahiliye Dönemi’nde Ailede Kadınların Durumu

                   Arap toplumunda kadınlar hür ve köle olmak üzere ikiye ayrılırdı. Bunlara rağmen neslin de-
               vamının temini için kadınların çocuklara bakmak, yiyecek ve giyecek hazırlamak, develeri sağmak
               gibi birtakım görevleri vardı. Kadınlar ister hür isterse köle olsun mirastan mahrum bırakılırdı. Ca-
               hiliye Dönemi’nde bir erkek istediği kadar kadınla evlenebilirdi ve erkek için evlenme konusunda
               bir sınırlama yoktu. Erkek, karısını istediği zaman boşayabilirdi. Bir kadın şayet çocuk doğurma-
               dan ölürse onun kocasına başsağlığı dahi dilenmezdi. Ailenin en büyük oğlu, babası ölünce üvey
               anneyi nikâhlayabilirdi. Nitekim Kur’an-ı Kerim, geçmişte olanlar bir yana, babaların nikâhladığı
               kadınlarla evlenmeyi kesin bir şekilde yasaklamıştır. Çünkü bunun bir edepsizlik, iğrenç bir şey ve
               kötü bir yol olduğunu belirtmiştir.
                                             24
               Cahiliye Dönemi’nde Kız Çocuklarının Durumu

                   Cahiliye anlayışına göre kız çocuğu dünyaya erkek olarak gelmediği için suçlu kabul edil-
               mekteydi. Bu inanış sebebiyle ailenin değersiz ve yüz kızartıcı üyesi kabul edilen kız çocuğunun
               22. bk. Rahman suresi, 41-76. ayet.
               23. bk. İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 322-324.
               24. bk. Nisâ suresi, 22. ayet.
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14