Page 7 - 12. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 3. Ünite

68
Peygamberimiz ve Toplumsal Değişim

cahiliye kelimesini kullanarak “Yâ Resulallah! Biz Cahiliye Dönemi’nde şöyle yapardık, şöyle ina-
nırdık.” şeklinde dile getirirlerdi.
12
Bir gün sahabeden Ebu Zer (r.a.) ile Bilal-i Habeşî (r.a.) arasında bir tartışma çıkar. Ebu Zer
(r.a.) tartışma sırasında Bilal’e (r.a.) “kara kadının oğlu’’ diye hitap eder. Hz. Bilal (r.a.), Ebu Zer’i
(r.a.) Resûlullah’a (s.a.v.) şikayet eder. Resûlullah (s.a.v.) Ebu Zer’e (r.a.), “Muhakkak sende Cahili-
ye’den bir şeyler kalmış.’’ buyurur. Bunun üzerine Ebu Zer (r.a.), Bilal’den (r.a.) özür diler.
13
Bu nedenle olumsuz bir söz ya da davranış Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından Cahiliye ahlakın-
dan bir ahlak olarak tanımlanmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.v.), “Dört şey vardır ki, Cahiliye ehlinin amellerindendir. Bunlar soyuyla
övünülmesi, başkalarının soyuna dil uzatılması, yıldızlardan yağmur istenmesi ve ölen kimselerin
arkasından bağıra çağıra ağlanması.” buyurmuştur.
14
Hz. Peygamber (s.a.v.) ashabını ve ümmetini Cahiliye Dönemi’nin uygulamaları konusunda
uyarmış, Cahiliye anlayışının bitmeyeceğini, bundan sakınılması gerektiğini bildirmiştir. Hz. Pey-
gamber (s.a.v.) toplumda inanç, ibadet, ahlak ve sosyal konularda değişim yaparken Kur’an-ı Ke-
rim’in ölçülerini esas almış; söz, davranış ve uygulamalarıyla örnek olmuş, insanları cehaletten
kurtarmak için büyük çaba harcamıştır.

BİLİYOR MUSUNUZ?

Hz. Ömer (r.a.), “ İslam’da cahiliyeyi ya da Cahiliye Dönemi'ni bilmeyenler türeyince
İslam’ın düğümleri teker teker çözülür.” diyerek bu konuda bilinçli olmanın Müslüman-
ların hayatında önemli bir yer tuttuğunu ifade etmiştir.
(Mustafa Akman, Kur’an’da Cehalet Kavramı, s. 30.)

2. İnanç Hayatında Değişim

Allah’ın (c.c.) yüceliğini tanımak, birliğini tasdik etmek ve ona hiçbir eş ve ortak kabul et-
memek anlamına gelen Tevhit, "Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed O'nun resulüdür." an-
15
lamına gelen "La ilahe illallah, Muhammedün resulullah." cümlesinin içerdiği anlama kalp ile
inanmak, bunu dil ile söylemektir.
16
Müşrikler, Hz. Peygamber’den (s.a.v.) Allah’ı (c.c.) açıkça göstermesi, ölüleri diriltmesi, göğe
kadar çıkan bir merdiven yapması, Mekke’deki dağları kaldırıp yerine ırmaklar akıtması ve gökten
bir melek indirmesi gibi isteklerde bulunmuşlardır. Hz. Peygamber (s.a.v.) buna karşılık kendisinin
bir insan ve Allah’ın (c.c.) görevlendirdiği bir elçi olduğunu bildirmiştir.
17
Hz. Peygamber (s.a.v.), kendisine vahiy yoluyla bildirilen Allah (c.c.) inancını insanlığa tebliğ
etmiştir. İlk dönemlerde nazil olan “İhlas” suresinde ifadesini bulan tevhit inancıyla Allah’ın (c.c.)
tek olduğu, hiçbir şeye ihtiyacı bulunmadığı, yaratılmış tüm varlıkların Allah’a (c.c.) muhtaç oldu-
ğu, Allah’a (c.c.) çocuk atfedilemeyeceği, hiçbir varlığın Allah’a (c.c.) benzetilemeyeceği ve O'na
denk ve benzer görülemeyeceği açıkça vurgulanmıştır.
12. bk. Müslim, Mesacid, 33; Ebu Dâvûd, Salat, 171.
13. bk. Buhârî, İman, 22.
14. Müslim, Cenâiz, 29.
15. bk. Dinî Kavramlar Sözlüğü, s. 659-660.
16. Dinî Terimler sözlüğü, s. 365.
17. bk. Hûd suresi, 12. ayet; İsrâ suresi, 90-95. ayetler.