Page 11 - İslam Kültür ve Medeniyeti 2. Ünite
P. 11
II. ÜNİTE
İSLAM KÜLTÜR VE MEDENİYETİNİN ESASLARI
İstişare, İslam yönetiminin temel esaslarındandır. “…işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olan-
lar...” ayeti Mekke Dönem'i'nde ve henüz İslam devleti kurulmadan nazil olmuştur. Kur’an’da
33
“…Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek
isterlerse onlara günah yoktur...” ve “…İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip
34
azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven)...” ayetleriyle hayata istişare anlayışı-
35
nın yön vermesi gerektiği vurgulanır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Müslümanlara şûrayı emrettiği gibi kendisinin de genel ya da özel
işlerde ashabı ile görüş alışverişinde bulunduğu bilinmektedir. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.v.),
ilk Müslüman toplumun var olma mücadelesinde belirleyici önemdeki her kararı ashabı ile
iştişare ederek almıştır. Bunlar arasında Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarının çeşitli aşamaları,
Bey‘atürrıdvân ve Hudeybiye Antlaşması örnek verilebilir. 36
YORUMLAYALIM
Bey olmanın özellikleri, Kutadgu Bilig’de şöyle sıralanmıştır:
• Bey affedici olmalıdır. • Bey kötü alışkanlıklara sahip olmamalı-
• Bey cömert olmalıdır. dır.
• Bey sabırlı olmalıdır. • Bey tatlı dilli ve doğru sözlü olmalıdır.
• Bey vefakâr olmalıdır. • Bey dikkatli ve ihtiyatlı olmalıdır.
• Bey faziletli olmalıdır. • Bey zulmetmemelidir ve öfkesine yenik
düşmemelidir.
• Bey mütevazı olmalıdır.
• Bey adil olmalıdır.
• Bey tok gözlü ve hayâ sahibi olmalıdır.
Mehmet Zakir SARIKAYA, International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS2589
Number: 30, p. 551-568, Winter I 2014
Müslüman yöneticilerde bulunması gereken diğer vasıfları Kutadgu Bilig’deki ifadelerden yararla-
narak arkadaşlarınızla yorumlayınız.
2.5. Meşruiyet
Meşruiyet; genel ahlak ve hukuka uygun olmak anlamındadır. İslamî yönetimde meşruiyet,
dinî, ahlaki, hukuki yönden olumlu bir değer taşıyan ve dinin onayladığı düzenlemelerdir. Meş-
ruiyet, ilahi kanunun üstünlüğüne dayanır. Bu hususta Kur’an’ın hükmü açıktır: “Ey iman eden-
37
ler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir
hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu
Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.” Müslüman yöne-
38
ticiler, yetki bakımından Allah’ın (c.c.) hükümlerinin uygulayıcılarıdır. Yöneticiler, yasama, yü-
rütme ve hükümde keyfilik yapamaz; herhangi bir ferde yahut zümreye ayrıcalıklı davranamaz.
33 Şûra suresi, 38. ayet.
34 Bakara suresi, 233. ayet.
35 Âl-i imran suresi, 159. ayet.
36 Talip Türcan, "İstişare," DİA, C 39, s. 231.
37 Ebu’l A’la el-Mevdûdî, İslam’da Hükûmet, s. 513.
38 Nisâ suresi, 59. ayet.
34