Page 19 - Fıkıh 3. Ünite
P. 19

3. Ünite - Fıkhi Hükümler ve Kaynakları



            4.2.6. Örf
            Çoğunluğun veya bir toplumun benimseyip alışkanlık           •  Örfün geçerli olabilmesi
          hâline getirdiği iyi ve faydalı şeylerdir. Bir şeyin örf hâline   için naslara aykırı
          gelmesi için dinin veya ortak aklın (aklı selim) o alışkanlığı   olmaması gerekir.
          iyi bulması ve içine sindirmesi gerekir.                       •  Örfün değişimine bağlı
                                                                           olarak hükümler de
            Dinî hükümlerin bir kısmında örf bir delil olarak kul-         değişiklik gösterebilir.
          lanılmıştır. Mesela, Yüce Allah bir ayette örfe şöyle işaret
          etmiştir: “...Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uy-
          gun olarak babaya aittir...”
                                   27
            Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Müminlerin gü-
          zel gördüğü şey Allah katında da güzeldir.” 28


            İnsana ve topluma hitap eden İslam, örfe değer ver-
          mekle aslında insana ve insanların ortak aklına değer ver-
          miştir. Bu sebeple hakkında nas olmayan birçok konuda
          örfe başvurulur. İnsanlar arasında yapılan sözleşmelerde-
          ki belirsizliklerin açıklığa kavuşturulmasında, ücretlerin
          ve çalışma saatlerinin belirlenmesinde, kiralık evin mas-
          raflarının kime ait olduğunun belirlenmesinde, yeminlerin
          tespitinde, gerek toplumda ve gerekse aile içinde hak ve
          vazifelerin dağılımında örfe başvurulmaktadır. Ancak ör-
          fün değişimine bağlı olarak hükümler de değişiklik gös-
          terebilir.                                                   Okul,  müze,  askeri  bölgelerde  ve  özel
                                                                       mülklerde kamera ile çekim yapmak sedd-i
                                                                       zerâî  ilkesine  dayanarak  yasaklanabilir.
            4.2.7. Sedd-i Zerâi
            Sözlükte vasıtaların engellen-
          mesi anlamına gelir. Terim olarak
          Sedd-i Zerâi, kötülüğe giden yolla-
          rın kapatılmasıdır.

            Bazı  fiiller  aslında  yasak  olma-
          dıkları hâlde kötülüğe götürdüğü
          için  yasaklanır.  Örneğin  kenevir
          bitkisi uyuşturucu için de kullanıl-
          dığından bu bitkinin ve tohumları-
          nın üretimi kontrol altına alınabilir.
          Yine, balık avlamak aslında helal
          bir eylemdir. Fakat balık neslinin
          tükenmesine sebep oluyorsa bazı
          mevsimlerde  balık  avı  yasaklana-
          bilir.
                                                      Sedd-i zerâî ilkesine dayanarak doğal hayatı korumak
                                                           için av sezonu dışında av yasağı konabilir.
          27  Bakara suresi, 233. ayet.
          28  Ahmed b. Hanbel, C 1, s. 379.





                                                         59
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23