Page 5 - Tefsir Okumaları 2. Ünite
P. 5

2. ÜNİTE



                  Bu hususta başka bir ayette şöyle buyrulur: “Sen, aslında bu kitabın sana vahyedilece-
           ğini ummuyordun. Bu sana ancak Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O hâlde sakın kâfir-

           lere  arka  çıkma!” 8


                   TARTIŞALIM

                    “Seni dinî hükümlerden habersiz bulup vahyederek dosdoğru yola eriştirmedi mi?” (Duhâ
                 suresi, 7. ayet)ayetini
                    “İşte biz böylece sana emrimizle ölü kalplere hayat bahşeden bu Kur’an’ı vahyettik. Yoksa
                 daha önce sen kitap nedir, iman nedir, bilmezdin. Biz Kur’an’ı bir nûr kıldık ki onunla kulla-
                 rımızdan dilediğimizi doğru yola ulaştıralım. Sen de hiç şüphesiz insanlığı dosdoğru bir yola
                 çağırmaktasın.” (Şûrâ suresi 52. ayet) ayetiyle birlikte ele alıp tartışalım.


                  8. Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?


                  Allah Resulü (s.a.v.) fakir bir ailede doğup büyüdü. Babasından kendisine fazla bir miras
           da kalmamıştı. Sonra Cenâb-ı Hak onu önce Şam’a yaptığı ticaret seferinden elde edilen bereketli
           kâr ile zengin etti. Hz. Hatice (r.a.) ile evlendikten sonra da Hz. Hatice’nin (r.a.) ona bütün servetini
           hibe etmesiyle zengin kıldı. Daha sonra kendisine ilahi bir lütuf olarak ihsan buyrulan fetihler ve
           ganimetler ile pek çok zenginlik elde etmiştir. Fakat Peygamberimiz (s.a.v.), kendine ihsan edilen

           bütün imkanları, ailesinin zaruri ihtiyaçları dışında Allah (c.c.) yolunda sınırsız bir cömertlikle har-
           camıştır. 9



                    ÖĞRENELİM
                    Duhâ suresi 8. ayette bahsedilen “zenginleştirme”den maksat, Cenab-ı Hakk’ın Habîbi’ne
                 gönderdiği vahiy ile onun ruh âlemini, kalp dünyasını zenginleştirmesi, onu hem kendisini
                 hem tüm beşeriyeti aydınlatabilecek zenginlikte hakikatlere mazhar kılması şeklinde de an-
                 laşılabilir.


                  9. Öyleyse sakın yetimi ezme, onu küçümseyip üzme.

                  Peygamberimiz’e (s.a.v.) verilen birinci emir, yetimlerle alakalıdır. Bu emirle yetimi ezme-
           mek; onu zayıf görüp küçümseyerek üzmemek istenir. Onun maddeten ve manen tüm haklarının

           korunması ve en küçük bir hakkının yenmemesi talimatı verilir. Çünkü Efendimiz (s.a.v.) yetimliği
           tatmış ve hakkındaki ilahi lütfu görmüştü. Yetim büyüyen, yetimin hâlinden daha iyi anlar. Bu
           sebeple yetimlik zamanında kendi gördüğü ilahi lütfu, ümmetinin yetimlerine göstermekle mesul
           tutuldu. Bu yüzdendir ki Resulullah (s.a.v.) yetimlere son derece alaka gösterir ve tüm ihtiyaçlarını

           karşılardı.“Müslümanlar içinde en hayırlı ev; içinde yetime iyi muamele edilen evdir. Müslümanlar
                                                                       10
           içinde en kötü ev de yetime kötü muamele edilen evdir.”  buyurarak Müslümanları da bu hayırlı
           amele teşvik ederdi.


           8   Kasas suresi 86. ayet.
           9   Ömer Çelik, Hakk’ın Daveti, C 5, s. 498.
           10  İbn Mâce, Edeb 6.


                                                           55
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10