Page 9 - AİHL Temel Dini Bigiler 4. Ünite
P. 9

AHLAKİ DAVRANIŞLAR





        dan titreyerek yanına yaklaşan adama Peygamberimiz
        (s.a.v.)  şu  şekilde  seslenmiştir:  “Titremene  lüzum yok,
        ben kral değilim. Kurutulmuş et yiyen Kureyşli bir kadı-
        nın oğluyum ben!”
                          29
            Resulullah’ın  engin  tevazusunu  hayatının  her  ala-
        nında  görmek  mümkündür.  Çocukların  yanından  ge-
                                  30
        çerken onlara selam verir , kuru hurma için bile davet
        edildiği zaman davete icabet eder, evde ailesinin günlük
        işlerine yardımcı olurdu. Bazen evinin temizliğini kendi
        yapar, yırtılan  ayakkabısını tamir  eder,  elbisesini  diker
        ve yamardı. Hizmetçisiyle birlikte yemek yer, bazen hiz-
        metçi yorulduğu zaman onunla birlikte buğday öğütür-
        dü. Çarşıdan aldığı bir şeyi ailesine götürürken, bizzat
        kendisi taşımaktan çekinmezdi. Birisiyle karşılaştığı za-    Şefkat ve merhamet kalpleri yumuşatır.
        man ilk önce kendisi selam verir, zengin-fakir herkesle
        musafaha ederdi. O’nun yemesi, içmesi, giyimi, kısaca-
        sı bütün yaşayışı sade olmuştur. Hz. Peygamber “Allah
        bana: O kadar alçakgönüllü olun ki, kimse kimseye karşı
        böbürlenmesin;  kimse  kimseye  zulmetmesin,  diye  bil-
        dirdi.”  buyurarak hayatını tevazuun zirvesinde yaşamış
              31
        ve ümmetine sayısız örnekler sunmuştur.                             TARTIŞALIM

            Netice itibariyle Müslüman, kulluk bilinciyle bütün       Hz.  Peygamber  (s.a.v.),  İslam’ı
        mahlûkata karşı alçakgönüllü olmakla mükelleftir. Te-        anlatmak  için  Taif’e  gittiğinde
        vazu, doğru yer ve zamanda gösterildiği zaman, kişiyi        şehrin ileri gelenleri ve halk, onun
        saygın ve değerli kılar. Ancak kibirliye karşı tevazu, hem   söylediklerine  kulak  vermemiş
        sahibini hem de bu fazileti değersizleştirir, alçaltır.
                                                                     hatta onu çocuklara taşlattırmış-
            1.7. Merhamet ve Şefkat                                  lardır. Allah  Resulü  (s.a.v.) yara-
                                                                     lanmış ve kanlar içinde kalmıştır.
            Merhamet, şefkat, acıma ve bu duygunun etkisiy-          Bu olay üzerine Cebrail ve İsrafil
        le yapılan iyilik ve lutuftur. Merhamet, insanın sadece      adlı melekler Allah ‘ın (c.c.) sela-
        hemcinslerine değil diğer varlıklara  karşı da duyarlı ol-   mı  ile  gelmişler  ve  Resulullah’a
        ması, onların ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalmamasıdır.
                                                                     (s.a.v.) bir teklifte bulunmuşlardır:
            Merhametli  insan,  affedici, yardımsever,  hoşgörü-     “Ey Peygamber, dilersen şu dağı
        lü, sabırlı ve nazik olur. Hiçbir canlıyı incitmemeye ça-    Taif’in  üzerine yıkalım.”  Bu teklifi
        lışır; onların haklarına ve yaşam alanlarına saygılı olur.   Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ka-
        Şefkat ve merhamet, katı kalpleri yumuşatır, insanları       bul etmemiştir.
        sevgiyle  birbirine  yaklaştırır.  İnsanlar  arasında,  sevgi,
        güven, birlik ve dayanışmayı artırır.                                      Buhârî, Bed’ül-hakk, 7.

            İman  ile  merhamet  arasında  sıkı  bir  ilişki  bulun-
        maktadır.  Allah’a  (c.c.)  iman  eden  kişi  O’nun  yarattığı   Hadiste verilmek istenen mesaj
        varlıklara karşı da şefkat ve merhamet duygusu besler.       nedir? Arkadaşlarınızla tartışınız.
        Bir başka ifadeyle merhamet ve şefkat, mü’min olma-
        nın ve Allah’ın (c.c.) kul olarak yarattığı insana saygının
        29.  Hakim, Müstedrek, 3, H/4366.
        30.  bk. Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 145.
        31.   Müslim, Cennet, 64; Ebû Davud, Edeb, 40; İbn Mâce, Zühd, 16, 23.
                                                       103
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14