Page 8 - AİHL Temel Dini Bigiler 4. Ünite
P. 8
4. ÜNİTE
1.6. Tevazu
Tevazu, Arapça bir kelime olup sözlük manası alçak
gönüllülük gösterme şeklindedir. Genel anlamda ise te-
vazu, büyüklenmemek, aşırı gitmemek ve kişinin haddini
bilmesi demektir. Aynı zamanda başkasını kendine ter-
cih etmek, anlayış göstermek ve affedici olmak gibi iyi
huyları ortaya çıkaran bir haslettir.
Tevazu kibir ve gururun yenilmesi ile kazanılan ahla-
ki bir erdemdir. Kendini diğer insanlardan üstün görme-
mek, kimseyi küçümsememek, sahip oldukları ile gurur-
Tevazu, kibir ve gururu ortadan kaldıran lanmamak, fazla lükse ve gösterişe varmadan sade bir
ahlaki bir erdemdir. hayat benimsemek, yaptığı çalışmadan dolayı insanların
iltifatını beklememek tevazuun belli başlı ilkelerinden
bazılarıdır.
BİLGİ KUTUSU Her davranış ve tutumda aşırılıktan kaçınmak ge-
rektiği gibi tevazuda da orta yolu tutmak gerekmektedir.
İsâr: Bir kimsenin kendisi ihtiyaç Tevazu bir fazilet olup bunda aşırıya kaçmak, ölçüsüz
içinde bulunsa bile sahip oldu- davranmak zillete sebep olabilir. Tevazu, “vakar”, ağır-
ğu imkanları başkasının yararına başlılık ve yumuşak huyluluk gibi birçok güzel hasleti de
kullanmasıdır. beraberinde getirmektedir.
Mustafa Çağrıcı, “İsâr”, TDV İslam Ansik- Kimlere karşı tevazu göstermek gerektiği önemli bir
lopedisi, C 22, s.491. konudur. Nitekim bu hasletin fazlalığı ve azlığı fazilet ol-
mamakla birlikte, aşırı kibirli insanlara karşı tevazu gös-
termek, kendini alçaltmak da fazilet sayılamaz. Böyle
kimselere karşı vakarla hareket etmek daha doğru olur.
Aynı şekilde millî ve manevi değerlere saldıran kişilere
Alçakgönüllü ol. karşı tevazu göstermek de doğru kabul edilemez. Müs-
Mütevazı insan, meyve ağacına benzer. lümanlara karşı tevazu ise güler yüz göstermek, yumu-
Meyve dalının yere eğilmesi şak davranmak, ihtiyaçlarını görmek ve onları küçümse-
Meyvesinin çokluğundandır.
Ali Fuat Başgil memek şeklinde olur
İnsanın ahlakını güzelleştiren en güzel sıfatlardan
biri tevazu sahibi olmaktır. Zira bu özellik kul olmanın bir
gereğidir. İslam’a göre gerçek anlamda büyüklük Allah’a
(c.c.) mahsustur. Bu nedenle en büyük tevazu da Allah
Teâlâ’ya boyun eğmek, kul olarak acziyetin farkında ol-
mak, nimetlerine karşı nankör olmamak ve büyüklük
taslamamaktır. Yaratıcısını bilen ve şükrünü ifa eden bir
kul, insanlar ile olan ilişkisinde de tevazu ile muamelede
bulunur.
Allah Teâlâ tevazuyu : “Sana tâbî olan mü’minlere
alçakgönüllü davran!” ayet-i kerimesi ile Resulullaha
28
(s.a.v.) emretmiştir. Bu emri alan Hz. Peygamber (s.a.v.)
tevazu konusunda insanlığa en güzel şekilde örnek ol-
muştur. Mekke’nin fetih gününde korku ve heyecan-
28. Şuarâ suresi, 215. ayet.
102