Page 18 - 11. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 1. Ünite
P. 18

Hicret sırasında Peygamberimizi (s.a.v.) yalnız bırakmayan ve Sevr Mağarası’nda büyük
                  bir fedakârlık örneği gösteren Hz. Ebu Bekir, bu duruşuyla ayet-i kerimede “ikinin ikincisi”
                  ifadesiyle zikredilmiştir.

                              Bir Ayet



                     “Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu
                     ikinin ikincisi olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmiş-
                     ti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, ‘Üzülme, çünkü Allah
                     bizimle beraber.’ diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş,
                     sizin kendilerini görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr
                     edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibi-
                     dir, hüküm ve hikmet sahibidir.”                           (Tevbe suresi, 40. ayet.)


                  Hz. Ebu Bekir’in Mekke’de geride bıraktıkları arasında İslam’ı kabul etmeyen babası Ebu
                  Kuhafe de bulunuyordu. Mekke’nin ileri gelenlerinden biri olan Ebu Kuhafe, ancak Mek-
                  ke’nin fethinden sonra Hz. Ebu Bekir’in çabasıyla Müslüman olmuştur. 63


                              Asr-ı Saâdetten Bir Yaprak



                      Hz. Ebu Bekir, Mescid-i Haram’da bir gün ibadete niyetlenmişken üzerine saldı-
                      ran Utbe b. Rebia tarafından öldüresiye dövüldü. Kendine gelince annesinden
                      Hz. Peygamber’in bulunduğu Erkam’ın evine götürülmesini istedi. Resulullah’ı
                      (s.a.v.) sağ salim görünce ağlayarak ona sarıldı ve öptü. Sonra da kendisine
                      yardım eden annesinin hidayete ulaşması için Allah Resulü’nün (s.a.v.) duasını
                      niyaz etti. Hz. Peygamber onun bu samimi arzusu üzerine dua edince annesi
                      Müslüman oldu.                                                  (İbn Manzûr, Muhtasar, C 13, s. 45.)


                  Sevgili dostunun ölüm haberini alınca süratle Nebi’nin (s.a.v.) evine koşan Hz. Ebu Bekir,
                  Peygamber Efendimizin üzerindeki örtüyü kaldırmış ve onu alnından öperken dudakların-
                  dan şu sözler dökülmüştü: “Ölümün de hayatın gibi güzel ve temiz!”
                                                                                64
                  Hz. Peygamber’in vefatından sonra ümmetin içine düştüğü hüzün ve yalnızlık perdesi Hz.
                  Ebu Bekir’in eliyle aralanmıştır. O, mescitte yaptığı konuşmada “Muhammed, ancak bir
                  peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öl-
                  dürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri döner-
                  se Allah’a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.” 65
                  ayetini okuyarak ölümü peygamberlerine yakıştıramayan ümmete gerçeği hatırlatmıştı. Hz.
                  Ebu Bekir daha sonra halife olarak hem ümmetin sorumluluğunu üstlenmiş hem de bu zor
                  zamanlarda ümmeti yeni bir döneme hazırlamıştır.
                  Halifeliği döneminde de birçok hayırlı işler yapmış olan Hz. Ebu Bekir’in İslamiyete en büyük
                  hizmeti Kur’an-ı Kerim’i mushaf hâline getirmek olmuştur. Onun halifeliği döneminde karşı-
                  laştığı en önemli olay ise Ridde hadisesidir. Bu dönemde bazı kabileler namaz kılacaklarını

                  63 İbn Hacer, el-İsâbe, C 4, s. 221.
                  64 İbn Sa’d, et-Tabakât, C 2, s. 268.
                  65 Âl-i İmrân suresi, 144. ayet.


                                                       30
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23