Page 15 - 11. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 1. Ünite
P. 15

4. Peygamberimizin Ahlaki Özelliklerinin İslam Davetindeki Yeri

            Allah Resulü (s.a.v.), cahiliye geleneği içinde yetişmiş
            olmasına  rağmen  devrinin  kötü  adetlerinden  korun-
            muştu. Öyle ki dost düşman herkes risaletinden önce
            onu  “Muhammed’ül-Emin”  lakabıyla  tanımaktaydı.
            Kur’an-ı Kerim, Sevgili Peygamberimizin üstün ahla-
            kına vurgu yaparak çocukluğundan itibaren yalandan
            uzak, dürüst, her açıdan temiz biri olarak yaşadığını
            beyan eder.
                       48
            Hz. Peygamber, Safa Tepesi’nde Kureyşlilere hitaben
            “Ey Kureyş! Ben, şu tepenin arkasında düşmanlar var
            ve  size  saldırmak  istiyorlar  desem  inanır  mısınız?”
            diye sormuştu. Müşrikler, “Evet, elbette inanırız, çün-
            kü  sen  hiçbir  zaman  yalan  söylemezsin.”   diyerek
                                                   49
            Resul-i Ekrem’in dürüstlüğünü tasdik etmişlerdi.
                                                                                            Görsel 1.10
            Allah Resulü (s.a.v.), davetinde herhangi bir zorlamada bulunmamış, hiç   “Sen pek yüce bir
            kimseye de dünyevi bir menfaat sunmamıştı. Fakat o, sahip olduğu “emin”   ahlakın sahibisin.”
            kişiliği ile insanların tereddüde düşmeden hidayetine vesile olmuştu.   (Kalem suresi, 4. ayet)


                         Bir Ayet


                                               ِ
                                                             ِ
                                                   ِ
                             ...ةنسح ةوسُأ للا لوسر يف مكَل ناك دقَل
                                               ّٰ
                                 ٌ
                                                                     َ َ ْ َ
                                                                 ُ
                                        ٌ
                                  َ
                                    َ َ
                                                       ُ َ
                                          َ ْ
                                                                ْ
                   “Hiç şüphe yok ki Allah Resulü’nde sizin için güzel bir örneklik vardır...”
                                                                                                                           (Ahzâb suresi, 21. ayet.)
            Peygamberimiz (s.a.v.) kendisine verilen tebliğ vazifesinin zorluğunun farkındaydı. Ancak
            bu güçlükler, onu yolundan geri çevirmemiştir. Mekke müşrikleri onun tebliğ çalışmalarını
            engellemek için değişik yollar denemişler hatta şiddet kullanmaktan da çekinmemişlerdi.
            Sundukları dünyevi teklifler, Peygamberimizin (s.a.v.) tebliğ yolunda daha kararlı olmasın-
            dan başka bir işe yaramamıştı.
            Peygamber Efendimiz mütevazı bir insandı. Bir topluluk içerisine girdiğinde kendisi için
            ayağa kalkılmasını istemez, boş bulduğu herhangi bir yere otururdu. Huzurunda titre-
                                                                             50
            yen bir yabancıya “Arkadaş titreme. Ben bir kral değilim, Kureyş’ten kuru ekmek yiyen
            bir kadının oğluyum.”  demişti. Bu özellikleri tüm insanların onun etrafında toplanmasını
                                51
            sağladı. Hatta Mekke’nin fethinde ona eziyet etmiş din düşmanlarına karşı müsamahalı
            davranışı, onların kalplerini İslam’a karşı yumuşatmış; birçoğunun Müslüman olmasına
            vesile olmuştu. Bir gün Hıristiyan olan Adiyy b. Hatim, Peygamberimizi (s.a.v.) ziyarete
            gelmişti. Peygamberimiz (s.a.v.), onu misafir etmek için evine götürürken yolda rastladık-
            ları yaşlı bir kadının uzun süre derdini dinledi. Eve vardıklarında minderini misafirine verip
            kendisi yere oturdu. Onun bu mütevazı hâllerinden etkilenen Adiyy, Müslüman olmaya
            karar verdi.
                       52
            48 bk. Kalem suresi, 4. ayet.
            49 Müslim, İman, 355.
            50 bk. Tirmizî, İsti’zan, 47.
            51 İbn Mâce, Et’ıme, 30.
            52 Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 4, s. 378.


                                                       27
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20