Page 18 - Kur'an-ı Kerim 5. Sınıf 2. Bölüm
P. 18
1. ÜNİTE
1.4. Hz. Salih
Hicr, bağlar ve bahçelerle çevrili yemyeşil bir yerdi. Hz. Hud (a.s.) ve müminler Âd kavmi-
ni helak eden o müthiş fırtınadan kurtulduktan sonra Hadramut civarına yerleşmişlerdi. Onların
nesillerinden gelenler zamanla çoğalmış, yeni bir yurt arayışına girerek Hicaz ve Şam arasında
bulunan ve “Vadi’l-Kura” diye de bilinen Hicr’e yerleşmişlerdi. Burada yaşayan kavme “Semûd”
kavmi denmekteydi.
Semûd kavminin yaşadığı yerler onların gücünü ve zenginliğini gösteren şeylerle doluydu. Mü-
kemmel taş işçiliği ürünü saraylar yontmuşlardı dağlarda. Semûd halkı, ovalarında yüksek katlı
binalar yapmakla ün salmışlardı. Görenleri hayran bırakacak şehirler kurmuşlardı. Hayatlarının
maddi yönü harika idi. Acaba onların, inanç ve ahlakları nasıldı?
Hz. Hud’dan sonra onun getirdiği tevhit dinin-
den uzaklaşılmış; insanlar, putperestlik karan-
lığına tekrar düşmüşlerdi. Ahlak, adalet, insani
değerler ayaklar altındaydı. İktidarı, gücü elinde
bulunduranlar, insanları tekrar ezmeye başla-
mıştı. Haksızlığa uğrayanlar kendilerine uzana-
cak bir eli beklerken, Allah (c.c.) Semûd kavmi-
ne kendi içlerinden Hz. Salih’i peygamber olarak
gönderdi. Hz. Salih, peygamber olmadan önce
kavmi içerisinde çok sevilen, kendisine güveni-
len bir kişi idi.
“Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih’i (gönderdik)...” 55
Hz. Salih onlara şöyle seslendi:
— “Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyo-
rum. Benim sevabımı verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir.”
56
Bu ilk davetin hemen ardından Hz. Salih (a.s.) onları Allah’a (c.c.) kulluğa davet etti.
— “...Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a (c.c.) kulluk edin. Sizin ondan başka tanrınız yoktur. O sizi
yerden (topraktan) yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde ondan mağfiret isteyin; sonra da ona
tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir.” 57
Hz. Salih, insanları Allah’a (c.c.) kulluğa davet ediyordu. Semûd kavminin Salih’ten beklediği
ve umduğu bu değildi. Söyledikleri hiç de hoşlarına gitmemişti.
55 Hud suresi, 61. ayet.
56 Şuarâ suresi, 143–145. ayetler.
57 Hud suresi, 61. ayet.
29