Page 15 - Kur'an-ı Kerim 5. Sınıf 2. Bölüm
P. 15

KUR’AN-I KERİM’İ TANIYALIM





            Unutmayın ki Allah (c.c.), Nuh kavminin ardından, size büyük bir güç armağan ederek egemen
          olmanızı sağlamıştı. Artık Allah’ın (c.c.) nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa erebilesiniz.

            Sevgi dolu bu konuşmanın ardından aklı başında olan birinin düşünmesi gerekmez mi? Ancak
          kavminin şımarık ve kibirli ileri gelenleri ona karşı çıktılar:
            —”(Onlar) şöyle dediler: Sen öğüt versen de, vermesen de bizce birdir. Bu, öncekilerin gelene-
          ğinden başka bir şey değildir. “ 45

            Direniyorlardı, dinlemiyorlardı. Kendilerine uzanan yardım elini, onları bataklıklardan kurtara-
          cak eli geri çeviriyorlardı. Hud (a.s.) için davası çok önemliydi. Hakaretlere, yalanlamalara aldırış

          etmeden konuşmasına, uyarısına devam etti. Onlara sorular sordu:
            — Siz, her tepeye birer anıt dikerek hep böyle boş ve anlamsız işlerle mi uğraşacaksınız?

            Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi gösterişli köşkler ve saraylar mı edineceksiniz?

            Mazlum  ve  çaresiz  kimseleri  elinize  geçirdiğiniz  zaman  hep  onlara  zorbaca  ve  zalimce  mi
          davranacaksınız? Tekrar tekrar söylüyorum; Allah’tan (c.c.) sakının, bana itaat edin. Doğrusu
          hakkınızda o büyük günün azabından korkuyorum.
                                                           46
            Zalimler birbirlerine baktılar, şaşkındılar, ne diyeceklerini âdeta unutmuşlardı. Hud, bu konuş-
          ma gücünü ve cesareti nereden alıyordu? Ne kadar da korkusuzca ve kendinden emin konuşu-
          yordu.  Ona şöyle dediler:

            —”Biz, Tanrılarımızdan biri seni fena çarpmış! demekten başka bir söz söylemeyiz!...”
                                                                                                47
            Tanrıları ağaçtan, taştan yapılmış putlardı. Ne zarar verebilirler ne de yarar sağlayabilirlerdi.
          Konuşamazlardı, hareket edemezlerdi. Üzerlerine bir sinek konsa onu bile kovamazlardı. Biri on-
          ları kırmak istese kendilerini koruyamazlardı. Bu putlar bir insanı nasıl çarpardı? Hz. Hud onlara
          şöyle seslendi:

            — “...(Hûd) dedi ki: Ben Allah’ı (c.c.) şahit tutuyorum, siz de şahit olun ki ben sizin ortak koş-
          tuklarınızdan uzağım.”

            Artık hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, hiç göz açtırmayın bakalım.

            Ben, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a (c.c.) dayanıp güvendim. Hiç bir canlı yoktur ki
          idaresi onun elinde olmasın. Elbette Rabbim dosdoğru bir yoldadır.

            Eğer haktan yüz çevirirseniz, benim içim rahat, çünkü size ulaştırmakla görevli olduğum buy-
          rukları size tebliğ ettim. Rabbim dilerse sizin yerinize başka bir toplum getirir. Siz ona hiçbir şekil-
          de zarar veremezsiniz. Muhakkak ki Rabbim her şeyi görüp gözetmektedir. 48



          45 Şuarâ suresi, 136–137. ayetler.
          46 Şuarâ suresi, 127–135. ayetler.
          47 Hud suresi, 54. ayet.
          48 Hud suresi, 54–57. ayetler.

     26
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20