Page 17 - Kelam 3. Ünite
P. 17

Mutezile usul-i hamse adı verilen yukarıdaki ilkeleri yanında Ehl-i sünnetin kabul ettiği ryetullahı yani Allah’ın (c.c.) ahirette gö-
           rüleceği anlayışını reddeder. Halku’l-Kur’an’ı yani Kur’an’ın yaratılmış olduğu inancını benimser. Ayrıca bir şeyin iyi veya kötü; güzel
           ya da çirkin (hüsün-kubuh) olduğunun akılla bilinebileceğini iddia eder.

             4.6. Cebriye
              Cehm b. Safvan’ın (ö.128/745) kurmuş olduğu
           mezheptir. Kaderi inkâr edip Allah  (c.c.) tarafından
           önceden tayin edilmiş bir kaderin bulunmadığını,
           insanın fiil ve tavırlarında tamamen serbest oldu-
           ğunu savunan  Kaderiye inancına  bir tepki olarak
           doğduğu kabul edilir. Cehm b. Safvan Kaderiyye’nin
           anlayışına karşı cebr akidesini, yani insanın yaptığı
           işlerde tercih imkânının olmadığı; davranışlarını zo-
           runlu olarak yaptığı görüşünü ileri sürmüştür. 20

              Mutezile mezhebinin de tam  zıddı olan Cebri-
           ye’ye göre insan rüzgâra kapılmış yaprak gibidir.
           Rüzgâr yaprağı nereye savurursa yaprak o yöne gi-  Cebriye’ye göre insan, rüzgarda savrulan bir yaprak gibidir.
           der. Onun için insanın yaptığı işleri Allah (c.c.) takdir   Hiçbir iradesi yoktur.
           etmiştir. Allah (c.c.) geleceği bildiğinden, meydana gelecek olayları da tamamen ve önceden kendi iradesine göre tespit etmiştir.
           Allah (c.c.), cansız bitkinin hareketlerini yarattığı gibi, insanın fiillerini de yaratır. Yukarıya fırlatılan bir taş nasıl düşmeye mahkûmsa
           insan da fiillerini yapmaya mahkûmdur. Kul ibadeti de günahı da elinde olmaksızın işler.
                                                                       21
              Cebriyye mezhebi, her şeyin bir kadere bağlı olduğuna dair ayetleri kendi görüşlerine delil olarak göstermiş, buna karşın
           insanda müstakil ve hür bir iradenin varlığını gösteren, insanın seçme kabiliyeti bulunduğunu ifade eden ayetleri ise te’vil etmiştir.

              Cebriyye’nin görüşleri şöyle özetlenebilir :
                                              22
             ✓   İnsan herhangi bir şey yapmaya kadir değildir; Allah (c.c.) tarafından yazılmış ve yaratılmış fiilleri yapmaya mecburdur.
                 İnsanın iradesi de hürriyeti de yoktur.
             ✓   Allah (c.c.), yaratıkların vasıflandığı sıfatlarla vasıflanmaz. Allah’ın (c.c.) sıfatları yoktur.
             ✓   Allah’ın (c.c.) ilmi ve kelamı hâdistir, sonradan yaratılmıştır.
             ✓   Yapılan iyilik ve kötülüklere sevap ve cezanın verilmesi zorunludur. Allah’ın (c.c.) af ve mağfireti, Peygamber’in şefaati
                 kabul edilemez.
             ✓   Cennet ve cehennemin sonu vardır.
             ✓   İman, Allah’ı (c.c.) bilmektir.
             ✓   Allah (c.c.) ne dünyada ne ahirette görülmez.


              Ehl-i sünnet kelamcıları, insanı iradesiz kabul eden ve ilahi iradenin zorunlu bir uygulayıcısı olarak gören Cebriyye’yi bu
           görüşlerinden dolayı tenkit etmişlerdir. Çünkü Cebriyye’nin dediği gibi, kul kendisi için belirlenmiş bir hayatı yaşamaya mecbur
           olsaydı o zaman yaptığı işlerden sorumlu tutulamaması, sevaba veya cezaya uğratılmaması gerekirdi. Oysa Allah (c.c.), insan-
           lara belli sorumluluklar yüklemiş, iyi işlerinde mükâfat, yaptıkları kötülüklere karşı ceza vereceğini bildirmiştir. Allah Teâlâ’nın
           insanları; irade, güç ve kudretlerinin dışında meydana gelen fiillerden dolayı sorumlu tutması ve cezalandırması ise zulümdür,
                                         23
           adaletsizliktir. Hâlbuki Allah zulüm işlemez.
           20  bk. Şerafeddin Gölcük, Kelam Tarihi, s. 42.
           21  Ahmet Saim Kılavuz, İslam Akaidi ve Kelam’a Giriş, s.484.
           22  M. Sait Şimşek, “Cebriye“ md. Şamil İslam Ansiklopedisi, C 1, s.279-280.
           23  Ahmet Saim Kılavuz, age., s.168.

 64                                                   65
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21