Page 7 - Hadis Metinleri 6. Ünite
P. 7
6. ÜNİTE
ُ لوسر َ لاَقف(…) هنع ّّّٰٰٰ للا ي ِ ضر سابع نبا َ لاَق -3
ُ ْ َ ُ
َ ُ ْ
َ
ُ َ
َّ
َ
مرح اهبر ُ ش مرح ىِذَّلا َّ نِإ “ :مَّلسو ِهيَلع ّّّٰٰٰ للا ىَّلص ِ ّّّٰٰٰ للا
َ ُ
َ َ
َ
َ َ َ َ ْ
َّ
َ َ َ ْ
َّ
.” اهعيب
َ َ ْ َ
Abdullah b. Abbâs (r.a) diyor ki: Peygamber (s.a.v)
“Bir şeyin içilmesini haram kılan Allah, onun satışını da ha-
ram kılmıştır.” diye buyurdu.
18
Açıklama
DEĞERLENDİRELİM
Ebû Hureyre (r.a) birinci hadisin vürud sebebini şöyle Piyasaya sürülen mal ve eşya-
anlatır: Rasûlullah (s.a.v) buğday satan bir adama rastladı. yı abartılı bir şekilde, olduğundan
Satıcıya “Nasıl satıyorsun?” diye sordu. O da bilgi verdi. Bu- farklı gösteren reklamlar da bir
nun üzerine Rasûlullah’a (s.a.v), elini onun içine daldırma- çeşit aldatmadır. Çünkü mal ve eş-
sı, diye işaret (vahy) edildi. O da elini daldırdı ve onun ıslak yanın niteliğini abartarak tanıtmak,
olduğunu gördü. İşte bu olay üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.v) bir nevi yalan ve aldatma demektir.
“(Bizi) aldatan bizden değildir.” buyurdu. Bu konuyu sınıfta değerlendiriniz.
Hadis, Müslüman tacirin sattığı malın kusurunu giz-
lememesi, doğru ve dürüst hareket etmesi gerektiğini ifade BİLGİ KUTUSU
eder. Rasûl-i Ekrem’in (s.a.v) “Bizden değildir.” şeklinde
َ
ْ َ
ُ
uyarı niteliğindeki tehdidinden, kötü malı iyi diye pazarlayıp نيِفِّف َ طمْلِل ٌ ليو
satmanın haram ve büyük bir günah olduğunu öğrenmekte- “Eksik ölçüp tartan hi-
yiz. Ayrıca hadis, maliyeci veya zabıta gibi yetkililerin piya- lekârlara yazıklar olsun!”
sayı denetlemeleri ve satışta hile yapan esnafa müdahalede (Mutaffifîn suresi, 1. ayet.)
bulunmaları gerektiği mesajını da vermektedir.
İkinci hadis, sözünde ve işinde doğru, dürüst ve güveni-
lir olan tüccarın Allah (c.c) nezdindeki itibarının ve ahiretteki
makamının büyük olacağını vurgular. Bu hadis, şu ayeti keri-
meyi hatırlatır: “Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse
işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu pey-
gamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kişilerle beraberdirler, bunlar ne güzel arkadaşlardır. Bu
lütuf Allah’tandır, bilen olarak Allah yeter.” 19
Hz. Ömer (r.a) şöyle der: “Öyle bir kişinin namazı ve orucu sizi aldatmasın ki konuştuğunda yalan
söyler ve kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.” Demek ki iş, meslek ve ticaret hayatında
yalan söylediğinden, maddi-manevi emanete riayet etmediğinden itibarını yitirmiş olan bir insan, namaz
ve oruç ibadetinin hakkını verememiş ve semeresini görememiştir.
Bu yüzden Rasûl-i Ekrem (s.a.v), “Ey tüccar topluluğu! Alışveriş esnasında boş laf ve yemin edilir.
Bu sebeple onu zekât ve sadaka ile telafi ediniz!” uyarısıyla, insanın hem Hak hem de halk nezdinde güven
yenilemesi gerektiğini öğretir. Zira çarşı ve pazarda çok yemin edilir. Emanete hıyanet edilerek yalan, hile,
aldatma ve kandırma yollarına başvurulur. Haksız rekabet, karaborsacılık, faizcilik, tefecilik gibi günahlar
sıkça işlenir.
18 Müslim, Müsâkât, 68; Nesâî, Büyû, 90; Dârimî, Büyû, 35; İmam Malik, Muvatta’, Eşribe, 12.
19 Nisâ suresi, 69-70. ayetler.
109