Page 13 - Hadis 5. Ünite
P. 13
HADİSLERİN TENKİDİ
şabiliriz. Bu durumda, okuduğumuz hadisi, akla
aykırı bulup çabucak reddetmek gibi bir hataya TARTIŞALIM
düşmemeliyiz.
İdrak-i meâli bu küçük akla
Mesela, “Cennette öyle bir ağaç vardır ki id- gerekmez
manlı bir ata binmiş olan kimse onun bir ucundan
diğerine yüz senede varamaz.” hadisini düşü- Zira bu terazi bu kadar sıkleti
12
nelim. Bu hadiste tasvir edilen ağacı akıl ile veya çekmez
dünyada sahip olduğumuz bilgi ile anlamak pek Ziya Paşa’nın bu meşhur dizele-
mümkün değildir. Ancak bu hadiste anlatılan ağa- rinden hareketle vahyin (Kur’an ve
cın dünyada değil cennette var olacağını gözden sünnetin) akla uygunluğu konusu-
nun sınırlarını tartışalım.
uzak tutmamalıyız. Bu kadar büyük bir ağacın ol-
masını akla aykırı bulup hadisi reddetmek hatalı
ve aceleci bir yaklaşım olacaktır.
İşte bu nedenle hadis metinleri, akla uygunluk bakımından tenkide tabi tutulduğunda,
ölçü alınması gereken akıl, sağlıklı işleyen, selim bir akıl olmalıdır. Dar ve sığ ölçülerle düşü-
nen bir akıl değil.
2.4. Tarihi Verilere Uygunluk
Sahih bir hadisin metni, doğruluğu bi-
linen tarihi bilgilerle uyumludur. Çünkü DEĞERLENDİRELİM
Peygamber Efendimizin sözlerinde ger-
çeklerle bağdaşmayan bir ifadenin yer Önde gelen hadis hâfızı ve tenkitçile-
alması mümkün değildir. Bu nedenle bir rinden Süfyân-ı Sevrî şöyle demiştir:
rivayet eğer tarihi bilgilere uygun değilse “Raviler yalan söyledikçe biz de onlara
ya rivayet uydurmadır ya da ravilerinden tarih silahıyla karşı koyduk.”
biri onu aktarırken hata etmiştir. (Hatib Bağdâdî, Kifâye, s. 119.)
Örneğin “Soğuktan sakının. Kardeşiniz Bu sözü, metin tenkidi prensipleri ba-
Ebü’d-Derdâ’yı soğuk öldürdü.” rivayeti, kımından değerlendirelim.
tarihi bilgilerle çeliştiği için reddedilmiştir.
Çünkü Ebü’d-Derdâ isimli sahabi, Allah’ın
Elçisi hayatta iken vefat etmemiş, Hz. Osman’ın halifelik yıllarına kadar yaşamıştır. Bu ne-
denle Peygamberimizin, Ebü’d-Derdâ’nın soğuktan öldüğünü söylemesi mümkün değildir. 13
Bir başka örnek verecek olursak “Dünyanın ömrü yedi bin senedir. Biz yedinci binin için-
de bulunmaktayız.” rivayeti de tarihi bilgilerle çeliştiği için uydurma kabul edilir. Resul-i Ek-
rem’in vefatından bu yana bin dört yüz küsur sene geçmiş olmasına rağmen dünyanın hâlâ
ayakta durması bu sözün hadis olmadığını ortaya çıkarır.
14
Hadislerin tarihi verilere uygunluğu konusunda, kesinlikle bilinmesi gereken oldukça
önemli bir konuya da değinmemiz gerekir:
12 Buhârî, Bed’u’l-halk, 8, Rikak, 51.
13 Ali el-Kârî, el-Masnû’, s. 46; Muhammed b. Dervîş el-Hût, Esne’l-Metâlib, s. 27.
14 M. Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler, s. 186.
127