Page 16 - Hadis 4. Ünite
P. 16
HADİS
Hadis âlimlerinin, yalancıların isimlerini ve onların uydurmalarını bir araya toplamaları da
mevzu hadislerin belirlenmesinde önemli bir tedbir olmuştur. Hatta yalancı ve zayıf ravilerin
adlarını ve onların rivayetlerini toplayan pek çok hacimli kitabın yazılmış olması, bu işe ne
kadar önem verildiğini gösterir. Böylece toplum içinde yalancılar ortaya çıkmış, onların uy-
durma sözleri de insanlar tarafından tanınmıştır.
32
OKUYALIM
Meşhur Abbâsî halifesi Harûn er-Reşîd’in huzuruna bir zındık getirilmişti.
Halife onun öldürülmesini emretti. Zındık:
“Peki! Allah Resulü’nün adına bin hadis uydurdum. Onları ne yapacaksın?”
diye sordu.
Harun er-Reşid:
“Ey zındık herif, sen kendine bak! Abdullah b. Mübarek, Ebu İshâk el-Fezârî
gibi âlimler hadisleri inceliyorlar ve uydurmaları tek tek ayıklıyorlar.” diye cevap
verdi.
(Zehebî, Siyerü A‘lami’n-Nübelâ, 8, 542.)
Hadis âlimlerinin bu tür çalışmalarından biri de halk dilinde meşhur olan hadisleri veya
farklı kitaplarda yer alan rivayetleri tek tek incelemeleri ve onları sıhhat açısından değerlen-
dirmeleridir. Çünkü onlar bu eserlerde doğru olan hadislerle uydurma rivayetleri ayırt etme-
ye çalışmışlardır. Bir kitapta yer alan hadislerin sıhhat açısından değerlendirilmesi, günümüz
âlimleri tarafından da önem verilen bir çabadır.
NOT EDELİM
Peygamber adına yalan uydurmak en büyük günahlardan biridir. Zira Allah’ın
Resulü: “Kim benim adıma yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın.” bu-
yurmuştur.
(Buhârî, İlim 38; Müslim, Mukaddime 3.)
Mevzu bir hadisi uydurma olduğunu belirtmeden nakleden kimse de büyük
bir günah işlemiş olur. Çünkü o da yalana ortak olmuştur. Ancak hadisin uydur-
ma olduğunu bilmeden nakletmek böyle değildir. Bununla birlikte ciddi bir ko-
nuda araştırma yapması gerektiği halde yapmadığı için kusur işlemiş olur.
(İsmail L. Çakan, Hadis Usulü, s. 140.)
32 İsmail L. Çakan, Hadis Usulü, s. 140-142.
106