Page 7 -
P. 7
OkUMA PARÇAsI
ITRÎ
Büyük Itrî’ye eskiler derler, Kıskanıp gizlemiş kazâ ve kader
Bizim öz mûsıkîmizin pîri; Belki binden ziyâde bestesini,
O kadar halkı sevkedip yer yer, Bize mîrâsı kaldı yirmi eser.
O şafak vaktinin cihangîri, “Nât”ıdır en mehîbi, en derini.
Nice bayramların sabâh erken, Vâkıâ ney, kudüm gelince dile,
Göğü, top sesleriyle gürlerken, Hızlanan mevlevî semâıyle
Söylemiş saltanatlı Tekbîr’i. Yedi kat arşa çıkmış “Âyîn”i.
Tâ Budin’den Irâk’a, Mısır’a kadar,
Fethedilmiş uzak diyarlardan, O ki bir ihtişamlı dünyâya
Vatan üstünde hür esen rüzgâr, Ses ve tel kudretiyle hâkimdi;
Ses götürmüş bütün baharlardan. Âdetâ benziyor muammâya;
O dehâ öyle toplamış ki bizi, Ulemâmız da bilmiyor kimdi?
Yedi yüz yıl süren hikâyemizi O eserler bugün defîne midir?
Dinlemiş ihtiyar çınarlardan. Ebediyyette bir hazîne midir?
Bir bilen var mı? Nerdeler şimdi?
Mûsıkîsinde bir taraftan dîn,
Bir taraftan bütün hayât akmış; Öyle bir mûsıkîyi örten ölüm,
Her taraftan, Boğaz, o şehrâyîn, Bir tesellî bırakmaz insanda.
Mâvi Tunca’yla gür Fırât akmış. Muhtemel görmüyor henüz gönlüm;
Nice seslerle, gök ve yerlerimiz, Çok saatler geçince hicranda,
Hüznümüz, şevkimiz, zaferlerimiz, Düşülür bir hayâle, zevk alınır:
Bize benzer o kâinât akmış. Belki hâlâ o besteler çalınır,
Gemiler geçmiyen bir ummanda.
Çok zaman dinledim Nevâ-Kâr’ı,
Bir terennüm ki hem geniş, hem şûh:
Dağılırken “Nevâ”nın esrârı, Yahya kemal bEYATLI
Başlıyor şark ufuklarında vuzûh;
Mest olup sözlerinde her heceden,
Yola düşmüş, birer birer, geceden
Yürüyor fecre elli milyon rûh.
4.sEgâH-HÜZZAM MAkAMI
segâh Makamı
durak: Segâh Perdesi
seyir: Çıkıcı
dizisi: Segâh beşlisine, hicaz dörtlüsünün eklenmesiyle meydana gelir.
güçlü sesi: Nevâ Perdesi
Yeden sesi: Kürdî Perdesi
donanım: si ( ) koma bemol, mi ( ) koma bemol, fa (#) bakiye diyezi
30 31