Page 22 - Akaid 6. Ünite
P. 22
AHİRETE İMAN 6. Ünite
Haksızlıklar karşısında umutsuzluğa kapılmaz. Çünkü mutlak N
adaletin ahirette gerçekleşeceğini bilir ve teselli bulur. “O NOT EDELİM
sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman ‘Biz Allah’ın Ahirete İmanın
kullarıyız ve biz O’na döneceğiz.’ derler.” 115 Bu inançtaki bir Dünya Hayatına Etkileri:
kişi dinî ve dünyevi görevlerini eksiksiz yerine getirir. Çün-
kü bir mükâfat ve ceza gününün varlığına iman ve herkesin ✓ Sorumluluk
bu dünyada işlediklerinden dolayı Allah’ın (c.c) huzurunda ✓ Hak ve hukuka riayet
sorguya çekileceği inancı onun kalbinde yer etmiştir. Bu se- ✓ Adalet
beple ahiret inancı, insanlar için hem hukuki hem de ahlaki ✓ İyilik ve yardımseverlik
yaptırımlar bakımından da bir dayanak noktasıdır. ✓ Sabır
✓ Dürüstlük
Ahirete inanan insan, erdemli yaşamaya çalışır. İnsan- ✓ Kanaatkârlık
larla iyi geçinir ve kimseye haksızlık etmez. Doğru ve dürüst ✓ Helal-Haram bilinci
olmayı, iyilik yapmayı, insanlara hizmet etmeyi kendisine ✓ Şefkat ve merhamet
ilke edinir. ✓ İstikamet
Kanaatkâr olur ve dünyevi menfaatlerin geçici olduğu- ✓ Ümit
nu bilir. Sahip olduğu nimetleri başkalarıyla paylaşır.
Ahiret inancı, insanı yok olma korkusundan kurtarır. Çünkü ahirete inanan insan için ölüm,
geçici hayatın son bulması, sonsuz yeni bir hayatın başlaması demektir.
Ahirete inanan insanın suç işlemesi zorlaşır. Çünkü yaptığı her şeyin ahirette hesabını verece-
ğine inanması, insanda güçlü bir otokontrol bilinci oluşturur. İnsanın iç dünyasında onu kötülükler-
den caydırıcı böyle bir güce her zaman ihtiyaç vardır.
Ahiret inancı, insanların dünyaya karşı aşırı bağlılıklarını önler, başkalarına iyilik ve hizmet
etmek fikrini geliştirir.
Ahiret inancı insanı cesaretli ve güçlü kılar ve insanın inandığı değerler için ölümü göze alma-
sını sağlar.
Ahiret inancı insanda erdemli bir yaşam ideali oluşturur. Çünkü sergilenen her erdemli davra-
nış Allah (c.c) katında hak ettiği karşılığı bulacaktır. Bu idealin gereği olarak insan dürüst ve adaletli
olmaya çalışır. Allah (c.c) hakkı, kul hakkı ve diğer varlıkların haklarını titizlikle gözetir. İyilik yapma-
yı, diğer varlıklara hizmet etmeyi, iyi insan olmanın gereği olarak kabul eder.
Ahirete iman eden insan iyi ya da kötü, büyük veya küçük yaptığı hiçbir şeyin karşılıksız kalma-
yacağını bilir. Cennette kendisi için hazırlanan nimetlere kavuşma umuduyla Allah’ın (c.c) buyruk-
larını yerine getirmeye çalışır. Allah’ın (c.c) emir ve yasaklarına uymazsa başına gelecek acı verici
azaptan uzak olmak ve onun sevgisinden mahrum kalmamak için hareketlerine özen gösterir.
Mazlumun zalimden hakkını alacağı günün mutlaka geleceğini bilir, kimseye haksızlık yap-
maz. Zalimlerden hesap sorulacağının, kötülerin cezalandırılacağının ve iyilerin ödüllendirileceği-
nin farkındadır. Bu sebeple karşılaştığı ve engel olamadığı adaletsizlikler karşısında yıkılmaz, hesap
gününe olan inancıyla teselli bulur.
Her şeyin geçici olduğunun farkına varır. Bu dünyanın geçici zevklerine, geçici dertlerine takı-
lıp kalmaz. Açgözlülük yapmadan kendine verilen nimetlerle yetinmeyi bilir. Derdin, kederin, mut-
luluğun, keyfin imtihan olduğu bilinci ile ebedî hayatına hazırlık yapar.
Ahiret gününe inanan insan öldükten sonra tekrar diriltileceğini ve yaptıklarından hesaba
çekileceğini bilir. İyi ya da kötü hiçbir davranışın karşılıksız kalmayacağına inanır. Bu nedenle yaptı-
ğı tüm işlerde sorumluluk bilinciyle hareket eder. Bu inanca sahip insanların oluşturduğu toplum,
doğruluktan ayrılmaz, kazancını meşru şeylerde arar, hileye, aldatmaya ve rüşvete yaklaşmaz. Ken-
dinin ve başkalarının hakkını gözetir.
115. Bakara suresi, 156. ayet.
132