Page 12 - İslam Tarihi 4. Ünite
P. 12
İspanya Kralı II. Felipe ülkesindeki kötü gi-
dişatın etkisi ile büyük bir cihan devleti olan
TEFEKKÜR Osmanlılar ile 1577’de barış antlaşması im-
zalamıştır. Sultan III. Murat 1581 yılına kadar
devam eden barış sürecinde Batı Akdeniz’deki
faaliyetleri azaltırken Cezayir ve Tunuslu de-
Osmanlı Devleti’ni, İspanya’ya müdahale nizciler vasıtasıyla Endülüs Müslümanlarına
etmeye sevk eden nedenleri siyasi ve dinî yardım etmeye devam etmiştir. Sultan I. Ah-
11
açıdan yorumlayınız. med, İran ve Avusturya seferleriyle uğraşması
ve donanmanın eski gücünün kalmaması sebe-
biyle Endülüs’te gerçekleşen Büyük Sürgün’de
(1609-1614) İspanya’ya karşı harekete geçe-
memiş fakat Fas, İngiltere, Fransa ve Venedik
nezdinde teşebbüslerde bulunmuştur. Bu devletlere elçiler göndererek Osmanlı Devleti’ne sığınmak is-
teyen Endülüs Müslümanlarına yardımcı olunmasını istemiştir. Sonuçta Müslümanların Cezayir, Tunus,
Trablusgarp, Belgrad, Selanik, İstanbul, Adana ve Şam gibi Osmanlı topraklarına intikali sağlanmıştır. 12
6. Hıristiyanların Elinde Endülüslüler
Müslümanlar, Valiler Dönemi’nde İber Yarımadası’nın güney bölgesine çekilmişti. Hıristiyanlar, “Re-
conquista (Rekonkuista)” denilen İspanya’yı yeniden ele geçirme hareketinde Tuleytula, Kurtuba ve İşbi-
liye gibi bazı İslam beldelerini ele geçirmiştir. Hıristiyanların hâkimiyeti altında yaşamayı kabul etmeyen
bazı Müslümanların henüz işgal edilmemiş Endülüs şehirlerine, buraların kaybedilmesiyle de Kuzey Afri-
ka’ya göç etmesi üzerine İspanya’da kalan Müslümanlar azınlık durumuna düşmüştür. İspanyollar tara-
fından geri alınan Endülüs şehirlerinde kalan bu Müslümanlara “Müdeccenler” denmiştir. Hıristiyan yö-
neticiler tarafından zamanla Müdeccenlerin şehrin dışına sürülmesi ve yerlerine Hıristiyan nüfusun iskân
edilmesiyle Müslümanların sayıları bölgede azalmaya devam etmiştir. Savaşla ele geçirilen şehirlerdeki
Müslümanların tamamı işgal edenlerce köle
olarak kabul edilmiştir. Ayrıca 14. yüzyılda ya-
şanan veba salgını da Müdeccen nüfusunun
azalmasına sebep olmuştur. 13
13. yüzyıl Müdeccenler açısından oldukça
trajik geçmiştir. Papa ve onun önderliğinde
konsiller tarafından Kastilya ve Aragon kral-
larına, ülkelerinde bulunan Müdeccenlerin
Hıristiyanlaştırılmasını ya da toplu sürgünlerle
ülkelerinden atılmasını aksi hâlde kendilerinin
aforoz edileceklerini bildiren tehditler gön-
dermişlerdi. Katolik Hıristiyanlığın din birliği
hedefleri başka inançlara hayat hakkı tanıma-
dığı için Müdeccenler yoğun misyonerlik çalış-
Görsel 4.6 malarına hedef olmuşlar ancak inançlarından
Endülüs Emevilerinin Gırnata'da inşa ettiği muhteşem el-Hamra Sarayı vazgeçmemişlerdir.
Aragon Kralı Ferdinand tarafından Gırna-
ta’nın 1492 yılında işgal edilmesiyle İspanya’da sekiz asır kadar süren Müslümanların siyasi varlığı tama-
men sona ermiştir. Bu yüzyıldan sonra İspanyolların Kuzey Afrika ile ilgili hedefleri bakımından Müdeccen
nüfus ciddi bir tehdit kabul edilmiştir. Müslümanlara şehrin teslim edilmesi hususunda Kral tarafından
verilen sözler tutulmadığı gibi önceden sahip oldukları haklar da ellerinden alınmıştır. Bu süreçte başta
Kur’an olmak üzere Arapça dinî eserler yaktırılmış, Hıristiyan inancına girmeyenler vaftiz olmayı kabul
edinceye kadar zindanlarda işkence görmüşlerdir. Bu işkencelere dayanamayan Müdeccenler sonunda is-
yan etmişlerdir. Kanla bastırılan ayaklanmalardan geriye ise toplu katliamlar ve yakılarak öldürülen Müs-
lümanlar kalmıştır. Silahlarını bırakan Müdeccenlerin topluca vaftiz olmaları şartıyla yaşamalarına izin
verilirken birçoğu da köle pazarlarında satılmıştır. 14
11 Mehmet Özdemir, “Osmanlı Endülüs Müslümanlarına Yardım Etmedi mi?”, İslâmî Araştırmalar, C 12, S 3-4, s. 288-294.
12 Lütfi Şeyban, Mudejares ve Sefarades, s. 321-323.
13 Ayşe Kılıç, “İspanyol Engizisyonu ve Müslümanlar”, İnsan ve Toplum, C 6, S 1, s. 88.
14 Feridun Bilgin, “Gırnata’nın İşgali Sonrasında Endülüs’teki Müslümanların Asimilasyonu”, Mukaddime, MAÜD, S 2, s. 53-76.
80