Page 3 - İslam Tarihi 6. Ünite
P. 3
6. Ünite
6. Ünite
“Yapamaz Ertuğrul evladı sensiz / Can verir, cananı vermez Türkler
Ebedî hâdimü’l-Haremeyniniz / Ölsek de Ravza’nı ruhumuz bekler”
İdris Sabih Bey
1. Türk-Arap İlişkileri
Coğrafi bakımdan birbirinden uzak bölgelerde yaşayan Araplarla Türkler İslam öncesi dönemde
ancak dolaylı münasebetler geliştirmişlerdir. Sâsânî ordularında görev alan Araplarla Türkler birbi-
rini tanıma fırsatı bulmuş, ipek yolu sayesinde gelişen ticari seferlerle de var olan ilişkiler daha da
gelişmiştir.
1.1. Emeviler Öncesi
Türkler ve Araplar arasında ticari ve askerî sahalarda gerçekleşen dolaylı ilişkiler ilk İslam fetihleri
sayesinde yerini doğrudan kurulan münasebetlere bırakmıştır. Nitekim Hz. Ebu Bekir’in dâhilî sorun-
ları kontrol altına almasından sonra dikkatler dış dünyaya çevrilmiş, Hz. Ömer ile Hz. Osman dönem-
lerinde hızlı ve kapsamlı fetihler gerçek-
leşmiştir. Bu dönemde İslam ordularının
doğuya ilerleyişi karşısında zor durumda Karadeniz Hazar Denizi Harezm Taşkent
kalan Sâsânîlerin Müslüman Araplara karşı Buhara
Türklerle ittifak kurması netice olarak Türk- Semerkant
lerle Arapları karşı karşıya getirmiştir. Toharistan
Müslüman Arapların Sâsânî İmparator- Kûfe Kabil
luğu’nu yıkıp Horasan’a yerleşmesi ve fetih
hareketlerini sürdürmeleri Türklerle Arap- Basra
ları bu kez sınır komşusu yapmış dolayısıy-
la iki taraf arasında sürecek bir mücadele Umman
başlatmıştır. Bununla birlikte Hz. Osman’ın Medine Denizi
halifeliğinin ikinci yarısında ve Hz. Ali za-
manında yaşanan ihtilaf ve iç karışıklıklar Mekke
sebebiyle Türk coğrafyasına dönük fetihler Kızıldeniz
kesintiye uğramıştır.
1
1.2. Emeviler Dönemi
Muaviye b. Ebi Süfyan, iç karışıklıklar Harita 6.1
sebebiyle durmuş olan fetih hareketini hila- Emeviler Dönemi’nde Türk bölgelerine yapılan seferler
feti elde ettikten sonra tekrar başlatmıştır.
Ziyad b. Ebih’in Basra Valiliği’ne getirilmesiyle Horasan ve Sicistan’a yapılan askerî harekât planlı
bir şekilde yürütülmüş böylece Müslümanlar Horasan’da hâkimiyetini sağlamlaştırmıştır. Bölgenin
gerçek fatihi ise 705 yılında Horasan Valiliği’ne getirilen Kuteybe b. Müslim olmuştur. Kuteybe’nin,
Türklerin hâkim unsur olduğu Toharistan ve Mâverâünnehir bölgelerine yönelik seferleri neticesinde
sırasıyla Beykent, Buhara ve Semerkant fethedilmiştir. Kuteybe’den sonra başlayan yeni dönemde
karşı saldırıya geçen Türkler Arapların fethettiği şehirleri geri alarak Horasan ve İran içlerine kadar
akınlar düzenlemişlerdir. Ancak Türklerin ortak hareket edememesinden faydalanan Emevi valilerin-
den Nasr b. Seyyar bölgede Arap hâkimiyetini yeniden tesis etmiştir. Doğuda Türklerle Araplar ara-
sında bu mücadele yaşanırken kuzeyde de Mesleme b. Abdülmelik komutasındaki Müslümanlar ile
Hazar Türkleri arasında savaşlar devam etmiştir. Bölgede karşılıklı akınlar şeklinde süren mücadele
Mervan b. Muhammed’in 737 yılında Hazarları mağlup etmesiyle neticelenmiştir.
2
1 İrfan Aycan, “Emevîler Dönemi Sonuna Kadar Müslüman Arapların Türklerle İlk Münasebetleri”, Türkler Ansiklopedisi,
C 4, s. 317-319.
2 Osman Çetin, Türk-İslam Devletleri Tarihi, s. 3-5.
103