Page 2 - İslam Ahlâkı 6. Ünite
P. 2

ADAB-I MUAŞERET                                 6. ÜNİTE


               1. Selamlaşma AdAbı


                   İslam dininin müminler arasında tesis etmeye çalış-    “… Evlere girdiğiniz zaman
               tığı sevgi vasıtalarından biri de selamlaşmaktır. Sevgili   birbirinize, Allah katından
               Peygamberimiz (s.a.v) bu hususu şöyle ifade etmiştir:      mübarek ve hoş bir esenlik
               “İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevme-   dileği olarak, selam verin…”
               dikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbi-        (Nur suresi, 61. ayet.)
               rinizi seveceğiniz bir işi size haber vereyim mi: Aranızda
               selamı yayınız.” 438

                   Selam kelimesi, sözlükte barış, esenlik, emniyet ve güven kelimelerinin karşılığı olarak
               geçmektedir. Terim anlamı ise kurtuluş, doğruyu bulma, hidayete ermedir. Bu anlamının ya-
               nında Müslümanların birbirlerine iyi niyet ve saygı, sevgi dileklerini bildirmek üzere söyledikle-
               ri “Allah sana sağlık, afiyet, esenlik, barış, güven, huzur, sevgi versin.” anlamında dua cümlesidir.
               İslam dininde selamlaşmak önemli bir sünnettir.  Müminler selamlaşırken birbirlerinin dünya
                                                            439
               ve ahiret mutluluğunu istemektedirler. Aynı zamanda “es-Selam” Allah’ın (c.c.) güzel isimlerin-
               den biridir. Yani o, her çeşit noksandan salim olan, kullarını her türlü tehlikelerden selamete
               çıkaran ve cennetteki bahtiyar kullarına selam verendir. İslam kelimesi de selam kökünden
               olup dünya huzuruna barış ve esenliğe ermek demektir. Bu yüzden selamlaşma insan ilişkile-
               rinde önemli bir yere sahiptir.

                   Selam, Müslümanlar arasında bir parola niteliği taşımaktadır. Nitekim bir ayet-i kerimede;
               “Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size
               selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, “Sen
               mü’min değilsin” demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de
               öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın.
               Çünkü Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”  buyrularak bu duruma işaret edil-
                                                                    440
               mektedir. Ayrıca dünyada müminlerin birbirlerine verdiği selamın ahiretle de ilgili olduğu,
               hatta Allah Teâla ve melekler tarafından kendilerine selam verileceği anlaşılmaktadır.




                                  BİLGİ KUTUSU
                     İslam’ın  ikinci  halifesi  Hz.  Ömer’in  oğlu
                  Abdullah çarşıya çıktığında karşılaştığı herkese
                  selam verir ve sırf selam vermek için çarşıya
                  çıkardı. Kendisine: “Çarşıda ne yapacaksın? Alış-
                  verişten de hiç anlamazsın. Çarşıda herkesin
                  oturup sohbet ettiği yerlerde oturmazsın. Niçin
                  çarşıya çıkarsın?” diye soran birisine: “Kardeşim
                  biz karşılaştığımız kimselere selam vermek,
                  onlarla göz göze gelmek için çarşıya çıkıyoruz.
                  Başka bir maksadımız yok.” diye cevap vermiş-
                  tir. (Muvatta’, Selâm, 6.)


               438  Müslim, Îmân, 93.
               439 Dini Terimler Sözlüğü, s.326-327.
               440  Nisâ suresi, 94. ayet.
                                                         143
   1   2   3   4   5   6   7