Page 23 - Tefsir Okumaları 2. Ünite
P. 23
2. ÜNİTE
5. İnsana bilmediği her şeyi öğreten O’dur.
İnsan dünyaya hiçbir şey bilmez hâlde gelmekte, ona her şeyi Allah Teâlâ öğretmektedir.
Bu durum, insanda olmayan kuvvetleri, melekeleri, kabiliyetleri yaratmak, deliller getirmek ve
ayetler indirmek suretiyle vehbî olarak gerçekleştiği gibi eğitim-öğretim, okuma ve yazma yoluyla
kesbî olarak da gerçekleşmektedir. Ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Allah (c.c.) sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmez hâlde çıkardı; size işitme
özelliği, gözler ve gönüller verdi. Umulur ki şükredersiniz.” 42
O, işitme kabiliyeti ile vahyi duyacak, vahyi işitecektir. Gözler, tefekküre yardımcı olacak,
kalp kudret akışlarıyla hissiyat merkezi hâline gelecek, duyarlılık artacaktır. Gönüller de ilahi idrak,
marifet ve muhabbetten nasibini alacaktır. Ancak bu öğrenmenin insanı marifetullaha ulaştırması
için kalbe bağlı bir öğrenme olması gerekir. Zâten öğrenmekten de maksat Kur’an ve sünnetin
zahirini halledip marifetullahta mesafe almak, derinleşmektir.
Hemen ilk ayetlerde “insana kalemle yazının ve bilginin öğretilmesi”ne temas edilmesi dik-
kat çekicidir. Burada kalem, yazı yoluyla kaydedilip insandan insana, nesilden nesile nakledilen
bilgileri ifade etmektedir. Allah Teâlâ’nın (c.c.) her bir insana lütfettiği bilgi farklıdır. Tarih boyu
Allah Teâlâ’nın (c.c.) insanlığa ikram ettiği bilgi, ilim ve irfandan, çağlar boyu herkesin istifadesi
ancak yazı ve benzeri kayıt yoluyla gerçekleşebilir. Bu hikmete binâen kalemle öğretme gerçeği
hususi olarak zikredilir. Bu gerçek, ilahi talimin bir kanunudur. Kalem olmasa insanların istikameti
kaybolur. Zira suhuf, mukaddes kitaplar hep kalemle devam etmiş, sonraki nesillere nakledilmiştir.
İslam’ın esası olan Kur’an ve sünnet de, ezber ve tatbikatla birlikte en sağlam şekilde kıyâmete
kadar yazıyla korunup devam edecektir. 43
Bu ayetlerde “Oku!” emrinin tekrar
edilmesi, Kur’an okurken, ilim öğrenir-
ken, Cenâb-ı Hakk’ı zikrederken tekrarın
ehemmiyetine işaret eder. Cenâb-ı Hak
“yaratma” nimetinden bahsederken “Ke-
rim” sıfatını; “öğretme” nimetinden bah-
sederken ise “Ekrem (en cömert)” sıfatını
zikretmiştir. Çünkü, en büyük kerem, cö-
mertlik ve iyilik insana manevî ikramlarda
bulunmaktır. Bunun da başında hakiki ilim
olan İslam’ı ve marifetullâhı öğretmek ve
tebliğde bulunmak gelir.
İnsan her zaman Allah’a yönelmelidir.
6. Hayır! Gerçek şu ki insan azgınlaşır;
42 Nahl suresi, 78. ayet.
43 Çelik, Hakk’ın Daveti, C 5, s. 529.
73