Page 4 - Tefsir 5. Ünite
P. 4

TEFSİRİ                                                                              5. ÜNİTE


                                              Ayetlerdeki  anlatımlardan  yola  çıkarak  Alemlerin  Rabbini
                                           tanıyalım: Allah (c.c.), bütün varlığı yaratan, idare eden, daima
                                           diri, her şeye gücü yeten, kainattaki her şeyin sahibi ve Rabbi,
                                           her şeyi bilen, her şeyi yerli yerince yapandır; bütün yaratılmış-
                                           lardan yücedir. Daima diridir, her şeyin başı ve sonudur. Bütün
                                           canlıların yaşamı için gerekli olan şeyleri yaratır, evrenin gidişatı-
                                           nı düzenler. İnsana hayatı bahşettiği gibi, her mevsimin ihtiyaç-
                                           larına göre dünyayı yaşama elverişli hale getirir; insan yaşamı-
                                           nın her anını kontrol eder, insanın eceli de O’nun elindedir, bu
                                           dünyanın sonunu getirecek de ahirette hükmü geçen ve tek söz
                                           sahibi de O’dur. Demek ki evrendeki her oluşun öznesi bizzat
                                           Allah’tır  (c.c.).  Tarihi  ve  olayları  yönlendiricidir.  O  hiçbir  şeye
                                           benzemez, hiçbir şey de ona benzemez, O’ndan başka bu sı-
                                           fatlara sahip hiçbir varlık yoktur. O, daima insanın yanındadır,
                                           ulaşılmaz bir varlık değildir, insana en yakın olan, en iyi dost,
                                           en büyük destektir, o en büyük güven kaynağı, dayanılıp güve-
                                           nilecek varlıktır; emniyet ve esenlik veren, huzur verendir. Se-
              Allah’tan başka ilah yoktur.  ven, bağışlayan, merhamet eden, hak edene sevap veren veya
                                           azab eden, yarattıklarına karşı adil olandır. İbadete yegâne layık
                                           O’dur; insanlar iman ve amel bakımından hayat boyu O‘na karşı
                                           sorumludur, ahirette yaptıklarının hesabını verecektir.  Lâilâhe
                                                                                               1
                                           illâllâh ifadesi, bütün bu anlatılanların tek cümlelik özetidir. Tev-
                                           hidin zıddı şirk ve küfürdür. Allah’ı (c.c.) bu evsafı ile tanımayan
                                           bütün düşünce ve inançlar, tevhide aykırı sayılır. 2
                                              Allah’ın (c.c.) bu kadar detaylı tanıtılmasının sebebi, inan-
                                           maya ve tapınmaya layık sadece O’nun olduğunu (tevhid) ispat
                                           etmektir. Tevhidin, Allah’ı (c.c.) birlemenin özü, varlığında, sı-
                                           fatlarında ve fiillerinde eşsiz ve benzersizliğinin kabul edilme-
                                           sidir.  Allah’ın (c.c.) eşsizliğini İhlâs suresi veciz bir şekilde şöyle
                                                3
                                           özetler: “De ki; ‘O Allah tektir. Her şey Allah’a muhtaçtır; O,
                                           hiçbir şeye muhtaç değildir. O doğurmamıştır ve doğurulma-
                   NOT EDELİM              mıştır. Hiçbir şey O’na denk olamaz.”

             “O öyle bir Rab’dır ki sizi      İnsan aklı, sayılan özellikleri ile Allah’ı tanıyabilir. Mümin ise
           çamurdan yaratmış, sonra        O'na candan ve güvenle bağlanır. Bu bağlılık onun dinî duygu-
                                                                               4
           (her birinize) bir ecel tayin   larını en güzel şekilde tatmin edebilir.  Bir kimsenin mümin ve
           etmiştir. (Kıyametin kopması    muvahhid sayılabilmesi, yukarıda anlatıldığı vasıflarıyla Allah’a
           için) belirlenmiş bir ecel de   (c.c.) iman etmesi, aklında, gönlünde ve düşüncesinde O’nu
           onun  katındadır.  Siz  ise  hâlâ   birlemesi ve yaşantısını buna göre düzenlemesi, aynı zamanda
           şüphe ediyorsunuz.”             hayatının her anında ve her işinde bu imanını sergilemesidir. O,
                     (En’âm suresi, 2. ayet)  her işinde Allah’ı gözetir; her türlü iyiliğin ve güzelliğin teme-
                                           linde O’nun olduğunu kabul eder. İbadetlerini, şükrünü ve du-
                                           asını O’na yapar.  Çünkü “... İnananlar, Allah’ı çok severler...” 6
                                                           5
                                           1  M. Sait Şimşek, Kur’an’ın Ana Konuları, s. 67-77; Muhsin Demirci, Kur’an’ın Ana
                                             Konuları, s. 35-52.
                                           2  Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, C 7, s. 4872.
                                           3  Ebu Hanife, el-Fıkhu’l- Ekber, s. 8.
                                           4  İsmail R. Faruki, Tevhid’in Düşünce ve Hayata Yansıması, s. 14-15, 39; İsmail
                                              Çalışkan, Kur’an’da Din Kavramı, s. 210-213.
                                           5  Muhsin Demirci, Kur’an’ın Ana Konuları, s. 44.
                                           6  Bakara suresi, 165. ayet.
           114
   1   2   3   4   5   6   7   8   9