Page 2 - Tefsir 5. Ünite
P. 2
TEFSİRİ 5. ÜNİTE
1. Örnek Metinlerle Kur’an’ın Ana Konuları
Kur’an-ı Kerim’in muhtevası gayesine göre şekillenmiş-
tir. Onun gayesi insana yol göstermek (hidâyet), böylece
insanın dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmasına yardım-
cı olmaktır. O, Allah’ın (c.c.) kelamı ve İslam dininin temel
kaynağıdır, bu nedenle dinle ve insanla ilgilidir. Doğal ola-
rak her bir surede, Allah’ın (c.c.) alemle özellikle de insan
ile ilişkisi, insanlar arası ilişkiler ve ahiret konuları işlenir.
Dolayısıyla Allah (c.c.), insan, nübüvvet ve dünya Kur’an-ı
Kerim’in ana konularıdır.
Kur'an, Allah’ın (c.c.) kelamı ve 1.1. Allah
İslam dininin temel kaynağıdır. Kur’an-ı Kerim en fazla Yüce Allah’tan (c.c.), onun ulûhi-
yet ve vahdaniyetinden bahseder. Öyle ki hangi konu anlatı-
lırsa anlatılsın mutlaka Allah’a (c.c.) bir atıf yapılır. Konunun
bu kadar ön plana çıkmasının başlıca sebepleri şunlardır:
Allah (c.c.), bütün varlığın yaratıcısı, âlemin işleyişini elinde
bulunduran tek kudrettir. Her şey Allah’a (c.c.) bağımlıdır,
O hiçbir şeye muhtaç değildir. Allah (c.c.), sonsuz rahmet
sahibidir. Rahmet her şeyden önce insan ile ilgilidir, bu da
insan Allah (c.c.) arasında özel bir ilişkiyi gerektirir. Bu ilişki,
kul ile kulluk edilen, abd-ma‘bud veya abd-Rabb ilişkisidir.
Kur’an-ı Kerim, rahmete dayalı bu ilişkinin sadece iki varlık
arasında kalmamasını, müminin diğer varlıklarla ilişkileri-
ne, kişisel ve sosyal hayatına yansımasını hedefler. Din de
bunun için vardır.
Kur'an nazil olmadan önce bazı insanlar, Allah’ın (c.c.)
artık yaratmayı bıraktığını, kendi halinde köşesine çekildiği-
Allah Samed'dir. her şey var olmak için ni, tarihe ve tabiata müdahale etmediğini ve dünyayı kendi
kendine muhtaç olan ama kendisi başka haline bıraktığını zan ediyorlardı. Allah’ın (c.c.), oğul edin-
hiçbir şeye muhtaç olmayandır. diğini veya bazı insanlara hulül ettiğini (onların suretine
girdiğini) iddia ediyorlardı. Oysaki Yüce Allah, tüm bu dü-
şünce, vehim, hayal, kuruntu ve inançlardan uzak (münez-
zeh) olduğunu, vahiyle tarihe, mucize ile tabiata müdahil
olduğunu, her an yeni bir yaratma üzerinde bulunduğunu,
dilediğini dilediği anda yapma kudret ve keyfiyetine sahip
bulunduğunu beyan etmektedir. Allah (c.c.), bazı filozofla-
rın iddia ettiği gibi kâinat üzerinde tasarrufta bulunmaktan
vaz geçmiş, insanı kendi aklı ve hevasıyla baş başa bırakmış,
ilgisiz bir ilah değildir. O, “fa’alü’l-lima yurîd” (dilediğini di-
lediği anda yapma kudret ve keyfiyetine sahip), hay (diri) ve
kayyum (her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, kâinatı idare
“...Göklerdeki ve yerdekiler hep eden) bir ilahtır.
O'nundur...” (Bakara suresi, 116. ayet)
112