Page 10 - 5. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 5. Ünite
P. 10

PEYGAMBERİMİZ VE SAHABE



             Ebu Saîd’in babası Mâlik (r.a) fakir bir kimseydi. Onun şehit oluşuyla birlikte, evin geçimini
           Ebu Saîd (r.a) üstlenmişti. Ancak işler o kadar kolay değildi. Karşılaştıkları zorluklara sabretme-
           ye çalıştılar. Annesi bir gün oğluna, “Resulullah, kendisinden yardım isteyenleri hiç geri çevir-
           miyor, onlara yiyecek bir şey bulup veriyor. Sen de git, belki hakkımızda hayırlı olur.” dedi. Ebu
           Saîd (r.a) bunu çok düşündü. Savaştan yeni çıkılmıştı; kendi gibi fakir olan herkes, Efendimize
           gittiğine göre o neden gitmesindi ki? Hem yeni delikanlı olmuştu. Bu yaşta evi geçindirmek
           gerçekten zordu. Bütün cesaretini toplayarak Resulullah’ın huzuruna gitti. O sırada Efendimiz,
           sahabilere şöyle buyuruyordu: “Kim iffetli olmayı isterse Allah onu iffetli kılar. Kim halktan bir
           şey beklemeden elindekiyle yetinirse Allah onu başkalarına muhtaç etmez, zengin kılar. Ancak
           kim de bizden isterse onun için bulduğumuzdan ona veririz.”
                                                                     23
             Ebu Saîd (r.a), payına düşen dersi al-
           mıştı.  Peygamberimizden  (s.a.v)  ya  da
           başka  birinden  bir  şey  istemek  yerine,
           çalışmalı  ve  rızkı  verecek  olan  Allah’a
           (c.c) güvenmeliydi. Bir şey istemeye ce-
           saret edemeden evine döndü. Annesine
           olanları anlattı ve evin geçimi için elinden
           geleni yapacağını söyledi. Gerçekten de
           zamanla işleri öyle bir yoluna girdi ki iler-
           leyen zamanlarda Medineli Müslümanla-
           rın en zengini oldular.

             Ebu Saîd el Hudrî (r.a) on beş yaşına
           geldiğinde artık cihada katılmayı hak etti-
           ğini düşündü. İlk olarak Hendek Savaşı’n-              Resim-44: Rızık, Allah’tandır (c.c).
           da yerini aldı.
             Ebu Saîd (r.a), Peygamberimizin (s.a.v) sohbetlerine ve hizmetlerine devam etti. İslam’ı en
           güzel şekilde öğrendi. Genç yaşta âlim oldu. İlimde o kadar ileri gitti ki gençlerin en iyi fetva
           vereni oldu. Bu nedenle sahabiler, kendisine “Medine Kadısı” lakabını vermişlerdi.

             Peygamber Efendimiz vefat ettiğinde Ebu Saîd (r.a) henüz yirmi yaşındaydı. Ancak sahabile-
           rin en çok hadis bilenleri arasında yer almıştı. “Resulullah, dini öğrenmek için dört bir yandan
           insanların geleceğini haber verdi.” demişti. Bu nedenle kendisinden hadis-i şerif öğrenmeye
           gelenleri, “Merhaba! Resulullah’ın bize vasiyet ettiği kimseler!” diyerek memnuniyetle karşı-
           lardı.

             Abdullah b. Abbas


             Babası, Resulullah’ın (s.a.v) amcası Abbas (r.a); annesi ise Ümmü’l-Fazl Lübâbe’dir (r.a).
           Annesi, ilk Müslüman olan kadınlardandır.



          23  Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, C 17, s. 14.





                                                       102
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15