Page 13 - Hadis 1. Ünite
P. 13

HADİS İLMİ VE TEMEL KAVRAMLARI





               Şunu da bilmemiz gerekir ki fıkıhçılar “sünnet” terimine hadisçilere göre daha dar bir an-
            lam yüklemişlerdir. Mesela “Kuşluk namazı kılmak sünnettir.” cümlesinde sünnet kelimesi,
            “farz olmayan ancak Peygamber Efendimiz tarafından yapıldığı için sevap kazandıran iba-
            det” anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla sünnet terimine hadisçilerin ve fıkıhçıların verdiği
            anlamlar birbirinden farklıdır.


                    NOT EDELİM



                  Fıkıh âlimleri sünneti, farz veya vacip derecesinde olmaksızın yapılması dinen
               istenen fiiller, diye tarif ederler. Peygamber Efendimizin ashabının, kendi tutum ve
               davranışlarının gerekçesini belirtirken söyledikleri, “Biz Resulullah’tan böyle duyduk.”,
               “Allah Resulünü böyle yaparken gördük.”, “Allah’ın Resulü böyle yapılmasını onayladı.”
               gibi sözleri, onların yaşayışlarında Peygamberin (s.a.v.) sünnetine ne kadar ihtimam
               gösterdiklerinin delilidir. Belki bu sebepten dolayı ashab-ı kirâmın uygulamaları “sa-
               habe sünneti”, bir sahabinin uygulaması o kişiye nispetle, mesela “Ebu Bekir’in sün-
               neti”, “Ömer b. Hattâb’ın sünneti” gibi adlarla anılmıştır. Bu ayrımla, sadece Resul-i
               Ekrem’e has olan sünnetlerin korunmasına özel bir itina gösterilmiş olmaktadır. Daha
               sonraki nesiller de bir davranışın doğruluğunun veya yanlışlığının gerekçesini, delilini
               Peygamber Efendimizin sözlerinden ve uygulamalarından göstermeye büyük önem
               vermişlerdir. Resul-i Ekrem’e ait her türlü malzemeyi sonraki nesillere ulaştıran me-
               tinler hadis diye adlandırılmış bundan dolayı hadis âlimlerinin çoğunluğu sünnet ile
               hadisin eş anlamlı olduğunu söylemiştir.



               3.3. Rivayet - Ravi
               Rivayet, bir haberi aktarmak anlamına gelir. Rivayet sözlü olabileceği gibi onu yazmak ve
            bu yazılı metni aktarmak şeklinde de olabilir.
               Hadisi rivayet eden kişiye Ravi denir.
               Peygamber Efendimizin sünneti, onu gören ilk Müslüman nesil tarafından rivayet edilme-
            ye başlanmıştır.
               Hadis ilmi rivayete dayalı bir ilimdir. Bir diğer deyişle tarih ilmi gibi nakilci bir yönteme
            sahiptir. Deneysel bir ilim dalı değildir. Bu sebeple de hadislerin “naklin kuralları” ile değer-
            lendirilmesi gerekir.

               Hadis ilmi, Peygamber Efendimiz ile ilgili haberlerin rivayetini konu edindiği için bu ri-
            vayetlerin sağlam olması, bozulma ve değişmeye uğramaması önemlidir. Konunun önemi
            sebebiyle  hadis rivayeti için bir takım kurallar konmuştur. Hadisler asla gelişigüzel rivayet
            edilemez.

               Peygamberimiz (s.a.v.) hadis rivayetini teşvik etmiş, ancak rivayetin dikkat ve titizlik ge-
            rektirdiğini de şöyle belirtmiştir:


                                            ِ             ِ               ِ    ِ        ِ
                                            ّ
                                                                                          ّٰ
                                 "هريغ هغلبي ىتح هَظفحف اث۪يدح انم عمس ًأرما للا رضن"
                                                                                                 َّ َ
                                                  ّٰ
                                                              َ ً
                                      َ َ
                                  ُ  َ ْ  ُ  َ ُ   َ ُ      َ        َ َّ    َ َ     َ  ْ ُ   َ
               “Bizden bir hadis işitip, başka bir kişiye aktarana kadar ona sahip çıkan kişinin Allah yüzünü
            ak etsin.” 21
            21 Tirmizî, İlim, 7.
                                                       23
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18