Page 2 - Akaid 1. Ünite
P. 2
AKAİD İLMİ 1. Ünite
1. Dinin Kaynağı
“Din” kelimesi sözlükte, usul, âdet, tutulan yol, hüküm, mükâfat ve ceza, itaat gibi anlamlara
1
gelir. Allah Teala birtakım hükümler koymak suretiyle insanlar için bir yol belirlemiş, onları bu yola
uymakla sorumlu tutmuştur. Kulun tavrına göre de ödüllendirme veya cezalandırma şeklinde bir
karşılık takdir etmiştir.
İslam âlimleri dini “akıl sahibi insanları kendi hür irade ve tercihleriyle bizzat hayırlı olan şey-
lere götüren ilahi kanun” olarak tanımlar. Bu tanım bize dinin çeşitli boyutları hakkında şu temel
2
ilkeleri verir.
1. Tanımdaki “ilahi kanun” ifa-
desi dinin kaynağına işaret eder. Din
Allah’tandır. Allah tarafından ortaya
konulmuştur. O’ndan başkasının ne
din koymaya ne de dinî hükümleri
değiştirmeye ve kaldırmaya hakkı
vardır. Yüce Allah “İyi bilin ki halis
din yalnız Allah’ındır...” , “Göklerde
3
ve yerde ne varsa hepsi O’nundur.
Din de sadece ve daima Allah’ın-
dır (Kulluk ve itaat de yalnızca ve
daima O’na olmalıdır.). Öyle iken,
Allah’tan başkasından mı korku-
yorsunuz?” buyurarak bunu bildir-
4
miştir. Dolayısıyla peygamberler için
dinin sahibi diyemeyiz, ayrıca onlar
kendilerinden dine bir ekleme ve İlahi dinin temel kaynağı vahiydir.
çıkarmada yapamazlar. Sadece Al-
lah’tan (c.c) aldıkları emir ve yasakları ümmetlerine ulaştırırlar.
2. Dinin muhatabı, akıl sahibi yani akıl sağlığı yerinde olan ve akli melekelerini kullanabilen
kimselerdir. Başka bir ifadeyle din ancak akıl sahibi olanlara hitap eder. Dolayısıyla akıl sağlığı ye-
rinde olmayanlar ve küçük yaştaki çocukların dinen sorumluluğu yoktur. Nitekim Hz. Peygamber
“Üç kişiden kalem (sorumluluk) kaldırılmıştır: Ergenlik çağına kadar çocuktan, iyileşinceye kadar
5
akıl hastasından ve uyanıncaya kadar uyuyandan.” buyurmuştur.
3. Akıl sahibi insanların dine yöneliş ve bağlılığının kendi hür iradesi ve tercihi ile olması ge-
rekir. Din kişiye hak ile batılı, doğru ile yanlışı gösterir, her birisinin kişi açısından ne gibi sonuçlar
doğuracağını açıklar. Bu aşamadan sonra da dine yönelip yönelmemekte bir zorlama söz konusu
olmaz. Allah Teala Hz. Peygambere “Hak Rabb’iniz’ dendir; artık dileyen inansın, dileyen inkâr
6
etsin...” demesini buyurur. İnsanın bu dünyada imtihan edilen bir varlık olması, onun bireysel
7
sorumluluk ve özgürlüğünün de olmasını gerektirir. İnsanın iradesinin neye yöneleceğini din belir-
ler. Ancak duygular ve çevre şartları da bunda etkili olur. Dolayısıyla kişinin iradesini dinin telkini
doğrultusunda kullanması, dini yaşamada karşılaştığı güçlükleri kendi iradesi ve tercihiyle aşarak
bağlılığını devam ettirmesi esastır. Yüce Allah, “insanı sadece kendisine kulluk etmesi için yarattı-
ğını” bildirmiştir. Bu kulluk görevlerini yerine getirmeyi ya da getirmemeyi seçen insan buna göre
8
karşılık görecektir.
1. Saim Kılavuz, Anahatlarıyla İslam Akaidi ve Kelama Giriş s. 23.
2. Muhammed Murtazâ ez-Zebîdî, Tâcü’l-arûs, “dyn” maddesi; Seyyid Şerîf el-Cürcânî, et-Ta’rîfât, “Dîn” maddesi.
3. Zümer suresi, 3. ayet.
4. Nahl suresi, 52. ayet.
5. Ebu Davud, Hudûd, 17, Talâk, 11; Tirmizi, Hudûd, 1; İbn Mâce, Talâk, 15.
6. bk. Bakara suresi, 256. ayet.
7. Kehf suresi, 29. ayet.
8. Zariyat suresi, 56. ayet.
12