Page 6 - 12. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 2. Ünite
P. 6
38 Peygamberimiz ve Sahabe Peygamberimiz ve Sahabe 39
“Ne mutlu beni görüp iman edene! Ne mutlu beni göreni görene.” 6
“En hayırlı nesil benim aralarında bulunduğum nesildir.” 7
Sahabe ile Hz. Peygamber (s.a.v.) arasında herhangi bir resmiyet yoktu. Canlarından çok sev-
dikleri Peygamberlerine karşı sonsuz bir güven, samimiyet, sevgi ve saygı hâkimdi. Allah’ın Resulü
(s.a.v.) ashabına karşı ne denli düşkün ise sahabe de ona karşı o derece gönülden bağlı idi. Hz.
Peygamber (s.a.v.) onların fikirlerine önem verir, önemli konularda çevresindekilerin görüşlerini
alır, onlarla ayrıntılı olarak müzakere ederdi. Bu konuda Ebu Hureyre’den aktarılan bir rivayet
dikkate değerdir. “Resûlullah’ın ashabıyla istişare ettiği gibi istişare eden bir kimse görmedim.”
8
SIRA SİZDE
Hz. Ali’nin (r.a.) Müslüman Oluşu
Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Ali’yi (r.a.) İslam’a şöyle davet eder:
“Ey Ali, bu Allah’ın seçtiği, beğendiği dindir. Ben seni bir olan
Allah’a (c.c.) iman etmeye davet ederim.”
Hz. Ali (r.a.) bu daveti babası Ebu Talib’e danışmak için Peygamberi-
mizden (s.a.v.) izin istedi. Gece boyunca düşündükten sonra babası-
na danışmaktan vazgeçerek Resûlullah'ın huzuruna çıktı:
“Allah beni yaratırken Ebu Talib’e sormadı ki, ben de ibadet etmek
için kendisine danışayım.” diyen Hz. Ali (r.a.), Müslüman oldu. İlk
Müslüman çocuk olma şerefini kazandı.
(İbn-i Hişam, es-Sîre, C 1, s. 262.)
Bu bilgide İslamiyet, Peygamberimiz (s.a.v.) ve sahabe arasında nasıl bir ilişki ol-
duğu söylenebilir? Yorumlayınız.
Sahabenin Dereceleri
Sahabiler, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) nazarında olduğu gibi bizim için de değerli şah-
siyetlerdir. Fakat onlar aynı anda İslam'a girmemişlerdir, bazen fert fert bazen de grup olarak
Müslüman olmuşlar, giderek sayıları artmıştır. Bu nedenle dereceleri Müslüman olma süreçle-
rine ve islam davetindeki gayretlerine bağlı olarak değerlendirilir. Bu konuda Nisâ suresi 95-96.
ayetlerinde Cenab-ı Allah şöyle buyurmaktadır: “Mü'minlerden özür sahibi olmaksızın (cihattan
geri kalıp) oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah,
mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, cihattan geri kalanlardan üstün kılmıştır.
Gerçi Allah (mü'minlerin) hepsine de en güzel olanı (cenneti) vadetmiştir. Ama mücahitleri büyük
bir mükafat ile, kendi katından dereceler, bağışlanma ve rahmet ile cihattan geri kalanlara üstün
kılmıştır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
İslamın ilk Dönemi’nde Müslüman olanlar: Müslümanların Mekke'de işkence ve ablukaya
maruz kalmaları onlar açısından en sıkıntılı dönemdir. Bu konuda Cenab-ı Allah Nahl suresi 41-42.
ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: “Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere ge-
lince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Ahiret mükafatı ise daha büyüktür.
Keşke bilselerdi... Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir.”
6. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 5, 245.
7. Müslim, Fedâilu's-Sahâbe, 214.
8. Tirmizî, Cihad, 35.