Page 9 - 11. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 1. Ünite
P. 9
Allah Resulü (s.a.v.) ilahi kelamı direkt muhatabına okur, bir konuyu anlatırken ilgili ayetleri
açıklardı. Muhatabının içinde bulunduğu duruma göre ayet ve sureler seçer, her vesileyle
manevi lezzetten pay almasını isterdi. 24
Allah Resulü (s.a.v.); insanların idrak seviyelerine göre konuşur, onların anlama kabiliyet-
lerine, yaş ve kültür seviyelerine göre hitap ederdi. Bu sebeple Hz. Peygamber, farklı
25
kabilelerden gelen muhtelif seviyedeki insanların sorularını her birinin ihtiyacına göre ce-
vaplardı. Peygamberimiz (s.a.v.) “En faziletli amel hangisidir?” sorusuna, kişinin içinde bu-
lunduğu durumuna ve sorma şekline bakarak “Allah’a (c.c.) iman”, “anne babaya hizmet”
ya da “namaz” şeklinde farklı cevaplar vermiştir. Hz. Peygamber, soruları cevaplarken
karşısındakinin yapabileceği şeyi de öne çıkarmıştır. Sadakanın ne olduğunu soran im-
kânları kısıtlı Ebu Hüreyre’ye (r.a.), “Güç ve kuvvetiyle insanlara yardımda bulunmak.”
26
derken aynı soruyu soran kabile reisi Sa’d bin Ubade’ye (r.a.), “Kuyu kazdırarak su çıkar-
maktır.” cevabını vermiştir.
27
Davette Yakından Uzağa Yönelmesi
Rahmet Elçisi, ev ahalisinden başlayarak tebliğini bütün akrabalarına duyurmuştu. Suya atılan
taşın oluşturduğu halkalar gibi öncelikle en yakınında bulunan ailesi, çağrısına olumlu cevap
verdi. Halka gittikçe genişledi. Rahmet Elçisi’ni ibadet ederken gören ve bu merakla İslam’la
tanışan Hz. Ali, onlara katıldı. Daha sonra Hz. Peygamber’in aile-
sinden hizmetlisi Zeyd b. Harise de katılmakta gecikmedi.
28
Peygamberimizin ailesi ile başlayan tebliğ süreci, sonrasında
Mekke’yi içine alacak şekilde devam etti. Hz. Peygamber, bir yan-
dan çarşı ve pazarlarda İslam’ı anlatmaya devam ederken Mekke
dışından gelen kabilelerle de görüşmeyi ihmal etmemişti. Onun
aralıksız gayreti meyvesini vermiş; İslam, Arap Yarımadası’na ya-
yılmıştı.
Zaman ve Mekânın Şartlarına Göre Hareket Etmesi
Hz. Peygamber, mümkün olduğunca ashabıyla beraber olmaya
gayret ederdi. Dolayısıyla yaşadığı hâlleri sahabenin müşahede etmesi kolaydı. Görsel 1.4
Aktarmaktan çekinmediği düşünceleri, insanların içinde bulunduğu hissiyatla Peygamberimiz
birleşince derin izler bırakıyordu. (s.a.v.) davete
en yakınından
başlamıştır.
Asr-ı Saâdetten Bir Yaprak
Bir gün Resulullah (s.a.v.), Ebu Hüreyre’yi (r.a.) ağaç dikerken gördü:
− Ebu Hüreyre ne dikiyorsun? diye sordu.
− Kendim için bir fidan dikiyorum, cevabını alınca Allah Resulü (s.a.v.):
− Sana bundan daha hayırlı bir fidanı haber vereyim mi? diye sordu. Ebu Hüreyre (r.a.):
− Evet ey Allah’ın Resulü, deyince Peygamberimiz (s.a.v.):
− Sübhanallahi ve’l-hamdü lillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber de! Bu sözlerin her birine
karşılık cennette sana bir ağaç dikilir, buyurdu. Böylece Ebu Hüreyre’ye (r.a.) başka faziletli
bir amel daha öğretmiş oldu. (İbn Mâce, Edeb, 56.)
24 Adnan Demircan, Siyer, s.139-155.
25 bk. Buhârî, İlim, 49.
26 Ebu Dâvûd, Zekât, 40.
27 Ebu Dâvûd, Zekât, 41.
28 İbn Hişam, es-Sîre, C 1, s. 264-265.
21