Page 2 - İslam Ahlâkı 4. Ünite
P. 2
İŞ VE MESLEK AHLAKI 4. ÜNİTE
1. İslAm’ın Çalışmaya Verdiği Önem
Çalışma, bir iş meydana getirmek için zihnî ve bedenî güç sarf etmektir. Fert ve toplum
hayatının huzurlu ve düzenli bir şekilde devam edebilmesi için mutlaka yerine getirilmesi
gereken temel ilkeler ve değerler vardır. İşte hayatın bu zorunlu ve vazgeçilemez ilkelerin-
den biri de “dürüst çalışma” dır.
İslam, insanı iki âlem için hazırlamak- Ecdadını, zannetme asırlarca uyurdu;
tadır. Bunlardan biri ahiret hayatı, diğeri de
dünya hayatıdır. İlk olarak insanın kalbini, Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
ebedî hayatın devam edeceği ahirete bağ- Üç kıt’ada yer yer kanayan izleri şahid:
layarak Allah’a (c.c.) kulluğa yönlendirirken; Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid
diğer taraftan bu dünya hayatının nimetle- M. Âkif Ersoy
rinden de payını almasını ister. Hatta bunu
teşvik eder. Kur’an’da, yalnız dünya varlığını
isteyenler yerilir, her iki dünyanın güzellikle-
rini isteyenlerden takdirle söz edilir. Ay-
279
rıca insana, Allah’ın (c.c.) kendisine verdiği
şeylerde ahiret yurdunu arayıp dünyadan da
nasibini unutmaması emredilir. İslam’da
280
kazancın en muhterem olanı el emeğinin
mahsulü olandır. Zira Resulullah (s.a.v); “Kişi
kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç
elde etmemiştir.” ve “Hiç kimse elinin eme-
281
ğinden daha hayırlı bir şey yememiştir. Allah’ın peygamberi Davut (a.s.) da elinin emeğinden
yerdi.” buyurmuştur. Fakirlere yardım, gariplere iyilik için yeterli miktardan fazla kazanmak
282
İslam’ın övdüğü, güzel gördüğü bir şeydir. Böyle bir kazanç nafile ibadetten daha faziletlidir.
Nitekim bunun faydası toplumun bütün bireyleri içindir.
İslam hem dünya, hem de ahiret için çalışmayı ve aynı zamanda ikisi arasında makul bir
denge kurmayı esas alır. İnsanların dünyada huzurlu, mutlu, onurlu bir hayat sürdürmeleri
çalışmaya bağlıdır. Dünya nimetlerinden yararlanabilmeleri, ülkelerini mamur hâle getire-
bilmeleri zihnî ve bedenî güç sarf etmelerine bağlıdır. İçinde yaşadıkları memleketlerinin
gelişip kalkınması, refah, huzur ve düzene kavuşması için de tembellik hastalığına yakalan-
mamaları lazımdır. Tembellik cahilliği, cahillik fakirliği, fakirlik ise geri kalmışlığı getirir. Geri
kalan ülkelerde kargaşa, huzursuzluk ve sömürülme tehlikesi baş gösterir. Çalışmanın farz
olduğu bir dinin mensupları tembel olamaz, cahil olamaz, fakir olamaz ve sömürülmeye
izin veremez.
279 Bakara suresi, 200–201. ayet.
280 Kasas suresi, 77. ayet.
281 İbn Mâce, Ticaret, I.
282 Buhârî, Buyu’, 15.
97