Page 8 - Fıkıh 1. Ünite
P. 8
FIKIH
İslam hukukunda “kolaylaştırma ilkesi” ile ilgili bazı genel kaidelere yer verilmiştir. Osmanlı Devleti’nde
1868-1876 yılları arasında Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye adlı; daha çok borçlar, eşya ve yargılama hukuku
esaslarını içeren kanun düzenlemesi yapılmıştır. Mecelle’nin baş tarafında yer alan kolaylaştırma ilkesiyle
ilgili kaidelerden bazıları şunlardır:
• “Meşakkat teysiri celbeder." Zorluk ve sıkıntı kolaylığı gerektirir. (md. 17)
• “Bir iş dîk oldukta müttesi olur." Bir işte meşakkat görülürse kolaylaştırma yoluna gidilir. (md. 18)
• “Zaruretler memnu’ (yasak) olan şeyleri mübah kılar.” (md. 21)
5.2. Helallerde Genişlik
İslam hukukunda "Eşyada asıl olan mübahlıktır." ilkesi gereğince
11
hakkında yasaklayıcı bir nas bulunmayan her şey helaldir. Bundan
dolayı "Helaller asıl, haramlar istisnadır." denilir. Nitekim “Ey insanlar,
12
yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin…” ayeti bu
13
gerçeği ifade etmektedir.
Peygamber Efendimiz “Helal, Allah'ın kitabında helal kıldığı haram da
İslam'da
helal ve haram Allah'ın kitabında haram kıldığı şeydir. Hakkında bir şey söylemedikleri ise
sizin için yasaklanmayıp serbest (mübah) bırakılmıştır.” buyurmuştur.
14
koyma yetkisi
Allah (c.c.) Bütün din, ahlak ve hukuk sistemlerinde olduğu gibi İslam huku-
ve kunda da bazı yasaklar bulunmaktadır. İslam’da haramlar sınırlı oldu-
Resulüne (s.a.v.) ğu için nelerin haram olduğu belirtilmiş, helaller ise çok olduğu için
aittir. sayılmasına gerek duyulmamıştır.
İslam’da harama muhtaç etmeyecek kadar helal vardır. Nitekim
İslam, insanların ruh ve bedenleri için faydalı olan hiçbir şeyi haram
kılmamıştır. Meşru şartlar çerçevesinde insanın maddi ve manevi
ihtiyacını karşılayacak her şey helal kılınmıştır. İçki, kumar, zina gibi
birey veya toplumun maddi ve manevi yapısına zarar veren şeyler
haram kılınmıştır.
َ ُ ْ ُ ْ ُ ْ َ ٓ َّ َ ّٰ ُ َّ َ ً ّ َ ً َ َ ُ ّٰ ُ ُ َ َ َ َّ ُ ُ َ
﴾ نونِمؤم ۪هب متنا ي۪لا للا اوقتاو ۖابيط ل ح للا مكقزر امِم اوكو ﴿
ِ
ِ
''Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz ölçüsünde yiyin ve kendisine iman ettiğiniz
Allah'a karşı gelmekten sakının.'' (Mâide suresi, 88. ayet)
ْ
َ
َ
َ
َ َ َ َ َ ْ َ َّ ُ ْ َ َ ّٰ ْ َ َّ ُ َٓ َ ْ ْ َ ْ َ َ َّ َ َ ْ َ ُ ُ ْ َ َ َّ َ َ َّ
ٍدع لو ٍ غاب يغ رطضا نمف ِۚللا يغِل ۪هب لِها امو رينِلا ملو ملداو ةتيملا مكيلع مرح امنِا ﴿
ِ
ِ ۪
ِ
ِ
َ
ٌ َ ٌ ُ َ َ ّٰ َّ ْ َ َ ْ َٓ َ
﴾ مي۪حر روفغ للا نِا ِۜهيلع مثِا ف
''Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olanı haram kıldı. Ama kim
mecbur olur, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa ona günah yok-
tur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.''
(Bakara suresi, 173. ayet)
11 bk. İbn Nüceym, İl-Eşbâh ve’n-nazâir, Beyrut 1985, C 1, s. 223.
12 bk. Fahrettin Atar, Fıkıh Usûlü, s. 76.
13 Bakara suresi, 168. ayet.
14 Buhârî, Tefsir, 99; Müslim, Zekât, 24.
18