Page 63 - Tefsir Okumaları 3. Ünite
P. 63

3. ÜNİTE




                                                               ِ
                                                                          ِ ٓ ِ
                                    ِ
                                                         ِ
                                                ِ
                           ِ
           وَا اــمهدحَا رــبكْلا كدــنع نــغلبي اــما ًۜاناــسحا  ِ نــيدلاوْلاِبو هاــيا  َّ لا اوٓدــبعت  َّ لَا كــبر ىــضقو
                                                                                                      ٰ َ
                                          ُ
                                                                                             َ
                ٓ ُ ُ
                                         َ
                                                                                  ُ
                                                                                      َ
                                                              َ
                               َ َ ْ
           ْ    َ    َ  َ َ            َّ  ْ َ َّ     َ ْ    ْ   َ   َ ُ َّ         ُ ْ        ُّ َ      َ
                                                                                      ٍ
                             ِ
                                                                                                                ِ
           حاــنج اــمهَل ضــفخاو  ﴾٢٣﴿ ًاــمي ۪ رك لوــق اــمهَل لــقو اــمهرهنت  َ لو فُا اــمهَل لــقت اــف اــمهاك
                                                        َ
                                                                 ْ ُ
                                                                                                               َ
                                                 َ ً
                                                                                      ّ
                                                                                                ْ ُ َ َ َ
                                                                         ُ َ ْ َ
           َ َ َ    َ ُ   ْ   ْ  َ                    ْ    َ ُ      َ   َ ْ       َ       ٓ ُ             َ  ُ
                                                                                          َ
                                                                                             ِ
                                                           ۪
                                                   ۪
                                                                                                         ِ ِ
                                       ﴾٢٤﴿ ًۜارــيغص يــنايبر اــمك اــمهمحرا  ِ بر لــقو ةــمحرلا نــم  ّ لُّذــلا
                                                                                       ْ ُ
                                                                    َ
                                                     َ      َ َّ َ  َ   َ ُ ْ َ ْ  ّ َ     َ   َ ْ  َّ  َ
                  23- Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranma-
           nızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşır-
           sa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.
                  24- Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken
           koruyup  yetiştirdikleri  gibi  sen  de  onlara  merhamet  et.”
                  İsrâ  suresinin  bir  önceki  ayetten  başlayıp  otuz  sekizinci  ayete  kadar  süren  bölümünde
           Müslümanların fert ve toplum olarak yerine getirmeleri gereken temel prensipler anlatılmaktadır.
           İlk olarak Allah’la (c.c.) birlikte bir ilahın edinilmemesi emredilmektedir. İkinci gelen emir konumuz
           olan  ayet-i  kerimedir:
                  Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranma-
           nızı  kesin  olarak  emretti.
                    ÖĞRENELİM
                     “Şüphesiz Allah (c.c.), kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan
                 (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a (c.c.) şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir
                 günah işleyerek iftira etmiş olur.”
                                                                                      (Nisâ suresi, 48. ayet)


                  Yüce  Allah  (c.c.),  tüm  insanlığa
           kendisinin  dışında  başka  hiçbir  varlığa       NOT EDELİM

           ibadet  etmemeyi,  boyun  bükmemeyi               Yüce Allah (c.c.) kendisine kulluğun hemen ar-
                                                          dından genç veya ihtiyar, muhtaç veya değil hangi
           emretmektedir. Tevhid dini olan İslam’ın
                                                          durumda olursa olsun mutlak olarak ana-babaya
           en çok üzerinde durduğu husus sadece           iyiliği emreder. Çünkü varlığımızın gerçek sebebi

           Allah’a (c.c.) ibadet edilmesi ve O’ndan       Allah  Teâlâ  (c.c.)  iken  varlık  âlemine  gelmemiz  ve
           başka  hiçbir  ilaha  itaat  ve  ibadet  edil-  yaşamamız için zahirî sebep de ana babalarımız-
           memesidir. Çünkü Allah’ın (c.c.) yanın-        dır. Bundan ötürü önce Allah’a (c.c.) kulluk hemen
                                                          peşinden ana-babaya iyilik emredilir. Çocuklarını
           da bir başka ilaha ibadet edilmesi şirktir
                                                          dünyaya getirmede, onları terbiye edip yetiştirme-
           ve bunun affedilmesi mümkün değildir.          de Allah Teâlâ’nın (c.c.) var etme, terbiye, rahmet ve
                                                   141
           Ayet-i  kerimede  hem  Allah’tan  (c.c.)       şefkat gibi sıfatlarının eserlerinin ortaya çıktığı ilk
           başkasına ibadet etmek yasaklanmakta           aynalar ana-babalardır.
           hem de ana babaya itaat emredilmekte-                       (Ömer Çelik, Hakkın Daveti, C.3, s.130)

           141   bk. Nisâ suresi, 48. ayet.

                                                           179
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68