Page 35 - Tefsir Okumaları 2. Ünite
P. 35

2. ÜNİTE



           Kur’an-ı Kerim, bütün bu yanlışları düzeltmiş ve en doğru dini apaçık bir güneş gibi yeniden bütün

           insanlığın önüne koymuştur.

                  6. Şüphesiz kâfir olan ehl-i kitap ve müşrikler cehennem ateşine girecek ve orada
           ebediyen  kalacaklardır.  Onlar  yaratılmışların  en  kötüsüdür.


                  İster ehl-i kitap ister müşrik ister hangi sapık inanç sahibi olursa olsun, Peygamberimiz’in
           (s.a.v.)  tebliğ  ettiği  İslam  doğru  bir  şekilde  kendilerine  ulaştığı  hâlde  ona  ve  getirdiği  dine
           inanmayanlar,  yaratıkların  en  kötüleridir,  en  şerlileridir.  Bunlardan  daha  kötü,  daha  şerli  ve
           daha  bayağı  hiçbir  varlık  yoktur.  Bunlar  hayvanlardan  da  daha  düşük  seviyededirler.  Çünkü
           hayvanlara akıl ve irade verilmemiştir. Hâlbuki bunlar akıl ve irade sahibi oldukları hâlde haktan

           yüz  çevirmektedirler.  Eğer  onlar,  bu  küfür  hâlleri  içinde  ölürlerse  ebedî  olarak  cehenneme
           gideceklerdir.

                  7. İman edip sâlih ameller yapanlar ise yaratılmışların en iyisidir.


                  8. Onların Rableri katındaki mükâfatları, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî ka-
           lacakları sonsuz nimet ve mutluluk diyârı olan Adn cennetleridir. Allah onlardan râzı ol-
           muştur, onlar da Allah’tan (c.c.). Bu mükâfat, Rabbinden korkup kalpleri O’nun saygısıyla
           ürperenler  içindir.


                  Ayette cennete girebilmenin bir şartı olarak da haşyet kelimesi kullanılmaktadır. “Haşyet”,
           Allah’a sevgi ve saygı sonucunda meydana gelen, içi saygı ve hürmet dolu bir korkudur. Haşyet;
           insanı güzel bir şekilde itaate sevk eden, onu ihsan seviyesine yaklaştıracak yüksek bir aşk heye-
           canı uyandıran pek güzel bir ruh hâlidir. Nitekim bu hâli yaşayanlar hakkında:


                  “Onlar, yaptıkları her iyiliği ve işledikleri her ameli, kalpleri her an Rablerine dönüyor
           olmanın  haşyetiyle  ürpererek  yaparlar”  buyrulur.     61

                  Hikmetin başı Allah’tan korkmak olup, bunun derecesi ilim ve marifetin derecesi nispe-

           tindedir. Bu sebepledir ki “Gerçek şu ki kulları içinde ancak âlimler, Allah’tan gerektiği gibi
           korkarlar”  buyrularak bu gerçeğe işaret edilir. Demek ki cennet ve rıdvana ermek için gerçek bir
                      62
           ilim, irfân, marifet ve insanı devamlı günahlardan uzaklaştırıp Rabbine yaklaştıracak güzel amel-
           lere yönlendiren şiddetli bir korku lazımdır.



                     BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
                     Adn kelimesi, bir yerde kalmak, ikamet etmek kökünden gelmektedir. Dolayısıyla “Adn cen-
                  netleri” cennetin ikamet edilmeye layık iç, orta ve güzel taraflarıdır. Hatta bunun, nimetlerin,
                  emniyetin ve selametin merkezi, ortası, kaynağı manasında, “ma’den” kökünden olduğu da
                  söylenmiştir.
                                                                 (Fahreddin razi, Mefatihu’l-Gayb, C. 23, s. 325)



           61   Müminun suresi, 60. ayet.
           62   Fâtır suresi, 28. ayet.

                                                           85
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40