Page 29 - Tefsir Okumaları 1. Ünite
P. 29

1. ÜNİTE



                  Kur’an’dan önce gelen kitaplar, bağlıları tarafından tahrif edilmiştir. Yani orijinal şekilleri de-

                                                                                                         77
          ğiştirilmiş ve güvenilirlikleri yok olmuştur. Bunu Kur’an-ı Kerim açıkça haber vermektedir.  Böyle
          olduğu için de dini yenilemek ve asli suretine döndürmek için yeni bir peygamber ve yeni bir kitap
          gelmesine ihtiyaç olmuştur.

                  Kur’an-ı Kerim, gerek Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında gerek hulefa-i raşidin zamanında

          gerekse daha sonraki zamanlarda çok sağlam bir şekilde koruma altına alınmıştır. Hem yazıyla
          hem de ezber yoluyla muhafaza edilmiştir.     78

                  Dolayısıyla Kur’an, tespit edilişindeki sağlamlık itibariyle, diğer ilahi kitaplardan farklı o-
          larak,  hiçbir  tahrifat  ve  değişikliğe  uğramadan  vahiy  mahsulü  olan  şekliyle  tespit  edilip  ortaya

          konmuştur. 15 asırdır da muhafaza edilerek gelmiştir. Bunda, şüphesiz Kur’an’ın edebî îcaz ve
          i’cazının, yani, ezberleme kolaylığının, hiçbir insan sözüne benzememesinin ve söz olarak hiçbir
          taklidinin yapılamamasının, edebiyat ve belagatına erişilememesinin ve yazılıp korunmasında çok

          büyük bir titizlik gösterilmesinin büyük rolü olduğu kesindir. Fakat asıl sebep, Kur’an’ı Cenâb-ı
          Hakk’ın hıfz ve himayesine alması, onu kıyâmete kadar lafız ve mana bakımından bir mucize ola-
          rak devam ettirmeye söz vermesidir. Nitekim şöyle buyurulur:

                  “Muhakkak ki bu Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyacak, muhafaza edecek, devam

          ettirecek  de  elbette  biziz...”
                                           79
                  Bugün yeryüzündeki bütün Kur’anlar aynıdır; hiçbir farklılık ve değişiklik yoktur. Ayrıca mil-
          yonlarca hafızın ezberinde bulunmakta, her an milyonlarca dil ile kıraat edilip okunmaktadır. Bu
          özellik, Kur’an’dan başka herhangi bir beşeri kitaba nasip olmadığı gibi, semavi kitaplardan hiçbiri-

          ne dahi nasip olmamıştır. Allah’ın (c.c.) son kelamı, hükmü kıyâmete kadar baki ezelî fermanı olan
          Kur’an’ın, böyle eşsiz bir makam ve ulvi bir şerefe nail olması da, elbette zaruri ve lüzumludur.    80


                    BİLGİ KUTUSU
                    Kur’an-ı Kerim, son kitap olarak insanlığa en mükemmel dini getirmiştir. Getirdiği İslam
                 dinini, her zaman ve her yerde bütün beşeriyete örnek göstermektedir. Nitekim Fetih suresinin
                 28. ayeti bu mealde şöyle buyurmuştur:

                    “Allah (c.c.), elçisini hidayet ve hak din ile gönderdi ki onu bütün dinlere üstün kılsın.
                 Şahid olarak Allah yeter.”

                     Nûr suresinin 55. ayetinde ise şöyle buyrulmuştur:

                    “Allah (c.c.), sizden inanıp sâlih amel işleyenlere vadetmiştir: Onlardan öncekileri nasıl
                 hükümran kıldıysa onları da yeryüzünde hükümran kılacak ve kendileri için seçip beğendiği
                 dinlerini sağlamlaştıracak ve korkularının ardından kendilerini bir güvene erdirecektir. Bana
                 kulluk edecekler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmayacaklar. Bundan sonra kim inkâr ederse
                 işte onlar, fasıklardır.”



          77   bk. Bakara suresi, 75. ayet; Nisâ suresi, 46. ayet.
          78   bk. Çelik, Tefsir Usulü ve Tarihi, s. 57-67; M. M. el-A‘zami, Kur’an Tarihi, s. 106-107; M. Hamidullah, Kur’an-ı Kerim Tarihi, s. 42.
          79   Hicr suresi, 9. ayet.
          80   Mehmed DİKMEN, İslâm İlmihali, s. 97.

                                                           37
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34