Page 10 - Tefsir 5. Ünite
P. 10

TEFSİRİ                                                                              5. ÜNİTE



                  DEĞERLENDİRELİM             “dünya  hayatı”na  karşı,  ahiret  hayatının  değerli  olduğunu
                                              her zaman ifade eder. Bu, Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde tas-
              “Dünya  hayatı,  bir  oyundan,   vir edilir:  “Onlara dünya hayatının örneğini ver: O, gökten
            bir  oyalanmadan  başka  nedir?   indirdiğimiz yağmur gibidir. Onunla yeryüzündeki bitkiler
            Ahiret yurdu korunan müttaki      boy verip birbirine karışır. Fakat bütün bu canlılık sonun-
            için daha hayırlıdır. Bu gerçeği   da rüzgârın savurduğu kuru çer çöpe döner. Allah, her şey
            hâlâ düşünmeyecek misiniz?”       üzerinde kudret sahibidir.”  Burada anlatıldığı gibi, dünya
                                                                         31
                       (En’âm suresi, 32. ayet)   hayatı, yağmurla şenlenen bir yere benzer; güzeldir, hayat
              “Bu  dünya hayatı  bir eğlence  ve   doludur, neşe ve mutluluk vardır. Mevsimler ilerledikçe o
            oyundan ibarettir. Ahiret yurduna   güzelim bitki örtüsü solar gider, insan hayatı da ilerledikçe
            gelince, işte gerçek hayat odur.   solar ve bir gün tamamen sonlanır. İşte bu hayatta karşımıza
            Keşke bilselerdi!”                çıkan güzellikler, türlü türlü nimetler, yaşam için gerekli olan
                     (Ankebût suresi, 64. ayet)
                                              şeylerdir.  Fakat bunların bir başka anlamı daha vardır, o da
                                                       32
              Yukarıdaki ayetleri dünya-ahiret   imtihandır. Yüce Rabbimiz ayette bunu bize şöyle bildirir:
            dengesi açısından değerlendirelim.
                                              “İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneye-
                                              lim diye yeryüzündeki şeyleri ona bir ziynet yaptık.” 33
                                                 Dünya hayatı, özünde imtihandır. İyinin kötünün, mü’mi-
                                              nin kâfirin, adilin zalimin ortaya çıktığı yerdir. İmtihan dün-
                                              yasındayız,  bizi  yaratana,  bu  nimetleri  önümüze  serene
                                              iman etmeliyiz ve onun buyurduğu şekilde yaşamaya çalış-
                                              malıyız. Dünya hayatı, insanın insanlığını ve Müslümanlığını
                                              sergilediği bir alandır. Bu imtihanı başarıyla geçen ahireti
                                              de kazanmış demektir. İnanmayan ise sadece dünyadan is-
                                              tifadesi ile kalır, ahirete götüreceği bir şeyi yoktur. 34

                                                 Kur’an-ı Kerim nazarında dünya hayatı, kötülenmez de-
                                              ğer de verilmez, hele hele aşırı bağlanılacak bir nesne gibi
                                              hiç görülmez. Sadece dünya hayatını tercih edip dini umur-
                                              samayan, diğer insanları unutan, daha kötüsü Allah’ı (c.c.)
                                              ve ahireti yok sayan kimseler kınanır.  Hesabını bilmediği
                                                                                   35
                                              bir zenginliğe kavuşan, fakat bunu sırf kendi çabasıyla elde
                                              ettiğini iddia eden, Allah’ı, ahireti ve o malda hakkı olan fa-
                                              kir fukarayı unutan Karun’un hikayesi  bunun için anlatılır.
                                                                                  36
                                              Halbuki insanın bütün kazandıklarının asıl sahibi Allah’tır
                                              (c.c.), rızkı veren de O’dur. Bu nedenle müminler kazandık-
                                              larından başkalarını da faydalandırırlar.  İnfak ve sadaka,
                                                                                     37
                                              sahip olduklarını başkalarıyla paylaşmak demektir. Müslü-
                                              man,  elinden  geldiği  kadarıyla  başka  insanlara  gönülden
                                              bağışta bulunur. Zekât ise her zengin Müslümanın yılda bir
                                              defa muhtaçlara yaptığı farz olan yardımdır. Böylece dünya
            İnsan helal ve temiz kazancına sahip   hayatının zorlukları birlikte aşılmaya çalışılır. 38
                      çıkmalıdır.
                                              31 Kehf suresi, 45. ayet.
                                              32 bk. Câsiye suresi, 13. ayet.
                                              33 Kehf suresi, 7. ayet.
                                              34 bk. A’râf suresi, 32. ayet.
                                              35 bk. Nisâ suresi, 94. ayet; En’âm suresi, 29; Tevbe suresi, 38. ayet.
                                              36 bk. Kasas suresi, 76-84. ayetler.
                                              37 bk. Bakara suresi, 265. ayet.
                                              38 Sait Şimşek, Kur’an’ın Ana Konuları, s. 258-263.

           120
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15