Page 4 - AİHL Temel Dini Bigiler 5. Ünite
P. 4

5. ÜNİTE





                                                     Peygamberimiz (s.a.v.) toplumdan ayrılan kişinin gi-
                     Yüce Allah                  rerken selam verdiği gibi, çıkarken de selam vermesini
                   buyuruyor ki:                 tavsiye etmişlerdir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyur-
             “Ayetlerimize iman edenler          muşlardır: “Sizden biriniz bir meclise vardığında selam
           sana  geldikleri  zaman  de  ki:      versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da
           “Selam olsun size! Rabbiniz           selam versin.  Önce verdiği  selam,  sonraki  selamından
           kendi üzerine rahmeti (mer-           daha üstün değildir.” 8
           hameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden
           kim cahillikle bir kabahat işler          Ayet  ve  hadislerden  anlaşıldığı  üzere;  selamı  yay-
           de sonra peşinden tövbe eder,         mak, insanlar arasında dostluk, sevgi ve barışın yaygın-
           kendini düzeltirse (bilmiş olun       laştırılması, Müslümanların kalplerinin birbirlerine ısın-
           ki) O, çok bağışlayandır, çok         dırılması bakımından son derece önemlidir.
           merhamet edendir.”                        Selam  insanlar  arasında  huzur,  mutluluk,  barış  ve

                        En’âm suresi, 54. ayet.  esenliğin gerçekleşmesi için yapılan bir davranış ve bir-
                                                 birlerinin farkında olduklarını anlatan ifadelerdir. İslam
                                                 toplumunda bütün Müslümanlarla sevgi, saygı ve sami-
                                                 miyet  duygularının  geliştirilebilmesi  için  selamlaşmak
                                                 gereklidir.
                                                     Her  milletin  bir  selamlaşması  vardır.  İslam  mille-
                                                 tinin  selamlaşması  da  karşılaştıklarında  “es-selamü
                                                 aleyküm” cümlesi ile olan selamlaşmadır. Selamın yerini
                                                 “merhaba, günaydın, tünaydın, hayırlı günler” gibi kelime
                                                 veya cümleler dolduramaz. Ancak selam verdikten son-
                                                 ra bu kelimeleri kullanmakta sakınca yoktur.

                                                     “Yer  genişliği”  anlamındaki  “merhaba”  selamlama
                                                 değil bir ağırlama terimidir. Bu itibarla gelen birine “mer-
                                                 haba” denir. “Darlık çekmeyesin, geniş olasın, rahat ede-
                                                 sin.” şeklinde bir ağırlama tarzıdır ki, Anadolu’da yaygın
                                                 bir âdettir. Gelen, selam verir. Bulunanlar selamı “aynen,
         Allah’ın (c.c.) isilerinden biri de Es-Selam’dır.  ya da daha güzeli ile” iade ederler. Sonra da “merhaba”
                                                 derler. “Merhaba” terimi, bu anlamda Resulullah Efen-
                                                 dimiz tarafından da çokça kullanılmıştır. İslam âlimleri
                                                 de buna dayanarak, gelenin selamı alındıktan sonra ona
                                                 “merhaba”  demenin  “müstehap”  olduğu  hükmünü  be-
                                                 nimsemişlerdir.

                                              TAMAMLAYALIM



              Bana selam verildiğinde kendimi iyi hissediyorum; çünkü ……………………………………………………………………
              Bana selam verilmediğinde kendimi kötü hissediyorum; çünkü ……………………………………………………………
              Bir ortama girdiğimde selam vermeliyim; çünkü …………………………………………………………………………….
              Selam ve Müslüman kelimeleri birbirinden ayrı düşünülemez; çünkü ……………………………………………....
              Selamlaşırken kullandığım kelimeyi doğru seçmeliyim; çünkü …………………………………………………………..
              Yukarıdaki cümlelerde bırakılan boşlukları tamamlayınız.




        8.  Ebû Dâvûd, Edeb, 139.
                                                      124
   1   2   3   4   5   6   7   8   9