Page 12 - AİHL Temel Dini Bigiler 3. Ünite
P. 12

3. ÜNİTE








              Peygamber Efendimiz                    Takva, Allah’a (c.c.) karşı vazifelerimizin merkezinde
                   buyuruyor ki:                 yer alır. Hem bu dünya, hem de ahirette karşılaşacağımız
           - Ben bir ayet biliyorum. İnsanlar    tehlikelerden,  ancak Allah’ın  (c.c.)  emirlerine  sığınarak
           onu  tutsalardı  hepsine  de  kâfi    korunabiliriz. Allah (c.c.) takva sahiplerinin dostu oldu-
                                                              51
           gelirdi.                              ğunu  bilidirir.   Hadislerde  insanlar  arasında  en  büyük
                                                 şerefin, takvada en ileri olana ait olduğu haber verilmiş-
           -  Ey  Allah’ın  Resulü,  bu  hangi   tir. 52
           ayettir?
           “... Kim Allah’a karşı takva sâ-          Kişinin küfür, şirk ve günahlardan sakınması takva-
           hibi  olursa,  Allah  Teâlâ  ona      da önemli bir unsurdur. Takvanın ileri derecesi Allah’tan
           bir çıkış yolu ihsân eder.” (Talâk
           Suresi, 2. ayet.)                     (c.c.)  uzaklaştıran  her  şeyden  kalbi  korumaktır.  Nefsin
                                                 kötü isteklerine dur demeyi bilmektir.
                          İbn-i Mâce, Zühd, 24.
                                                     Peygamber Efendimiz, takva hayatında zirve idi. “Si-
                                                 zin en müttakî olanınız benim.”  buyurmuştur. Ebû Zerr’i
                                                                               53
                                                 ve onun şahsında Müslümanları şöyle uyarmıştır:“Bak!
                                                 Sen ne kırmızıdan ne de siyahtan üstün değilsin. Onlara
                                                 karşı ancak takva ile üstün olabilirsin.” 54

                                                     Allah (c.c.) katında insanların en üstünü, en çok tak-
                                                 va sahibi olanlardır.  Yüce Allah takva sahiplerine ge-
                                                                     55
                                                 nişliği gökler ve yer kadar olan cennetleri söz vermiş-
                                                 tir.  Onlara sıkıntı anında bir çıkış yolu gösterir ve onları
                                                    56
                                                 umulmadık  yerden  rızıklandırır.  İşlerine  kolaylık  verir,
                                                 günahlarını affeder ve büyük ecirler verir. 57


                                                     Sevgili  Peygamberimiz    genç  sahabilerden  Muaz’ı
                                                 (r.a.) Yemen’e  gönderirken,  kendisini  bir  daha  göreme-

         Hayvanlara merhamet göstermek de takvanın   yeceğini söylemişti. Muaz ağlamaya başladı. Efendimiz
                     bir göstergesidir.          “Ağlama ey Muaz! İnsanlardan bana en yakın olanları,
                    BİR DUA                      kim  ve  nerede  olursa  olsun  Allah’a  karşı  takva  sahibi
                                                 olanlardır.”  buyurdu. Bu müjde tüm Müslümanlar için
                                                            58
                                                 de geçerlidir. Peygamber Efendimiz’e bu dünyada kalben
            “Allah’ım! Senden hidayet, tak-      yakın olmanın, cennette yakınında bulunmanın yolu tak-
            va, iffet ve gönül zenginliği is-    vadan geçmektedir.
            tiyorum.”
                             Müslim, Zikir, 72.







        51.   bk. Câsiye suresi, 19. ayet.
        52.  bk. Buhârî, Enbiya, 8, 14.
        53.  Buhârî, Îmân, 13.
        54.  Ahmed b. Hanbel, Müsned, C V, s. 158.
        55.  bk. Hucurât suresi, 13. ayet.
        56.  bk. Âl-i İmrân suresi, 133. ayet.
        57.  bk.Talâk suresi, 2-5. ayetler.
        58.  Ahmed b. Hanbel, Müsned, C V, s. 235.
                                                      84
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17