Page 13 - Temel Dini Bigiler İslam-2 Lise 3. Ünite
P. 13

ORUÇ VE ZEKAT






             Oruç tutarken orucumuzu nelerin bozacağını, nelerin bozmayacağını güvenilir kaynaklar-
          dan öğrenmek, ibadetlerimizi hakkıyla yerine getirebilmemiz için çok önemlidir. Bizler de bu
          konuda bilgi sahibi olmalı, Allah’ın (c.c.) bize farz kıldığı oruç ibadetini en güzel şekilde yerine
          getirmeliyiz.


                Şafiî Mezhebinde;

               ƒ  ƒAbdest alırken dikkat edilmesine rağmen boğaza su kaçması orucu bozmaz.
               ƒ  ƒNafile oruca başlayan, tamamlamadan bozarsa, kazası vacip değildir.

               ƒ  ƒOruca niyet imsak vaktine kadardır. Hanefî mezhebinde ise öğleye bir saat kalın-
                   caya kadar niyet edilebilir.
               ƒ  ƒRamazanda oruçlu iken yiyip içene sadece kaza gerekir.
               ƒ  ƒDişler arasındaki yemek kırıntısını yutmak orucu bozar.


                      (Burhanuddin Merginâni, Hidaye Tercümesi, İslam Fıkhı, (Terc: Ahmet Meylani) C 1, s. 254-275.)




             2. MALIN BEREKETLENMESİ: ZEKÂT

             Sizce yardımlaşmanın azalması toplumda ne gibi sonuçlar doğurur?

              Zekât kelime olarak, “arınma, temizlenme, çoğal-
          ma, gelişme ve bereket” anlamlarına gelir. Dinîterim         DÜŞÜNELİM
          olarak ise dinen zengin olan Müslümanların dinî bir
          görev olarak her yıl mallarının ve paralarının yüzde iki   Zekât kelimesinin “arınma, te-
          buçuğunu ibadet niyetiyle fakirler başta olmak üzere    mizlenme  çoğalma,  gelişme  ve
                                                                  bereket” anlamlarına gelmesi ile
          Kur’an-ı Kerim’in belirlemiş olduğu yerlere vermeleri-  zekât ibadeti arasında nasıl bir
          dir.  Zekât, temelde Allah’ın (c.c) rızasını kazanmak   ilişki olduğunu düşününüz.
             26
          için yapılan bir ibadettir. Allah (c.c) için vermek demek
          olan  zekât,  Rabbinin  emri  ile  Müslüman’ın  malından
          ve mülkünden fedakârlık yapabileceğinin de ispatıdır. Zekât veren bir Müslüman böylece
          mülkün sahibinin yalnızca Allah (c.c) olduğuna olan inancını da göstermiş olur.

             Yüce Allah’ın zenginlere lütfettiği imkanlarda, hiç şüphesiz içinde yaşadıkları toplumun da
          rolü vardır. Bu kimseler de çevrelerindeki ihtiyaç sahiplerine zekât vererek toplumsal ve ahla-
          ki sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar. Böylece zekât onların kazançlarını arıtır. Zekât, bu
          yönüyle zenginlerle fakirler arasında karşılıklı sevgi ve saygı bağlarını güçlendiren bir köprü
          vazifesi görür. Bu erdemli davranışın karşılığında da Allah (c.c) bu kimselerin mallarına bereket
          ve gönüllerine huzur verir.

             Dinimiz insanın sadece Allah’a (c.c.) kulluk etmesini, Allah’ın (c.c.) dışındaki her şeyin esa-
          retinden kurtulmasını, istemektedir. Bunun bir yolu da zenginin her yıl malının zekâtını vererek
          hem Allah’a (c.c.) itaat etmesi hem de dünya malının sadece bir emanet olduğunun bilincine
          varmasıdır. Bencillikten sıyrılan, paraya ve mala düşkünlükten arınan, ihtiyaç sahiplerinin yar-
          dımına koşmayı karakter haline getiren kimseler peygamber ahlâkı ile ahlaklanırlar.
          26  Dinî Terimler Sözlüğü s. 398.
                                                       82
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18