Page 15 - 9. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 2. Ünite
P. 15

2. ÜNİTE



            güvenir, sözünün doğruluğunu bilir, şehir dışına çıkarken değerli eşyalarını ona emanet
            ederdi. İyi bir aile reisi, müşfik bir baba, dürüst ve başarılı bir tüccar olan Hz. Peygamber
            hep örnek alınan bir şahsiyet olmuştur. Haksız rekabetlerin olduğu bir toplumda Hz. Mu-
            hammed   (s.a.v.) , herkesin kendisine güven duyduğu bir kişiydi.

            Allah  Resulü (s.a.v.)   aynı  zamanda  bir  vefakârlık  abidesiydi.  Kendisiyle  muhatap  olan  bir
            insanı yıllar geçse bile unutmaz, karşılaştığında onu memnun edecek ikramlarda bulu-
            nurdu. İlk vahyin ardından Allah Resulü’nün (s.a.v.)  yaşadığı korku üzerine Hz. Hatice’nin
            onu teselli ederken sarf ettiği şu sözleri Resul-i Ekrem’in İslam öncesi ahlaki durumunu
            açıkça ortaya koyar: “Allah seni hiçbir zaman utandırmaz. Çünkü sen akrabanı koruyup
            gözetirsin. Borçluların borcunu ödersin. Doğruluktan ayrılmazsın. Düşküne, fakire yardım
            edersin; misafirleri ağırlarsın. Muhtaçların ihtiyaçlarını karşılarsın.” 32

            Peygamberimiz  (s.a.v.)   emanete  riayet  konusunda  son  derece  titizdi.  Bu  sebeple  Mekkeli
            müşrikler bile değerli eşyalarını ona teslim ederdi. Allah Resulü (s.a.v.) , hicret esnasında  bu
            emanetlerin sahibine sağlam bir şekilde teslim edilmesinin derdine düşmüş ve bu konuda
            Hz. Ali’yi görevlendirmişti.
                                    33



            Okuma Vakti                  Hudeybiye Barışı sonrası ticaret için Şam’a giden Kureyş kafilesi içinde
                                         Ebu Süfyan b. Harb de vardı. O esnada Şam bölgesinde bulunan Bizans
                                                             hakkında bilgi almak maksadıyla Mekkelileri
                                         Kralı, Hz. Muhammed
                                                         (s.a.v.)
                                         huzuruna davet etti. Kral, davete icabet eden heyetin içinden soyca Hz.
                                         Peygamber’e en yakın olan Ebu Süfyan’ı yanına çağırarak:

                                         — Peygamber olduğunu söyleyen zat hakkında bu adama bazı sorular
                                         soracağım.  Yalan söylerse bana haber verin, diyerek huzurunda
                                         bulunanların şahitliğini istedi.

                                         Ebu Süfyan, arkadaşlarının yalanını ortaya çıkarmasından utandığından
                                         gerçekleri söylemekten başka çıkar yol olmadığını gördü. Kral ilk önce
                                         Hz. Peygamber’in soyunun nasıl olduğuna dair bir soru sordu. Ebu
                                         Süfyan, onun nesebinin temiz olduğunu belirtince Kral, kavimleri içinden
                                         daha önce peygamberlik iddiasında bulunan olup olmadığını bilmek
                                         istedi. Ebu Süfyan ondan önce aralarında böyle bir dava ile çıkmış
                                         kimse olmadığını söyledi. Bunun üzerine Kral, Hz. Muhammed’in (s.a.v.)
                                         peygamberlik sözünden önce hiç yalan söyleyip söylemediğini sordu.
                                         Ebu Süfyan, onu yalancılıkla hiç itham etmediklerini haber verdiğinde bu
                                         kez kral onun ahde vefasını öğrenmek istedi. Ebu Süfyan, şimdiye kadar
                                         onun sözünden dönmediğini beyan etti.
                                                                           (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1.)




            32  Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 3.
            33  İbn Hişâm, es-Sîre, C 2, s. 124-126.


                                                                                         47
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20