Page 24 - 12. Sınıf Peygamberimizin Hayatı 3. Ünite
P. 24

85
                         Peygamberimiz ve Toplumsal Değişim



                                            OKUMA PARÇASI


                                              Câfer b. Ebî Tâlib (r.a.)

                   İslam’ın ilk yıllarında Müslümanlar hem sayıca az hem de zayıftılar. Bu sebeple diğer
               Müslümanlar gibi, Hz. Câfer (r.a.) de müşriklerin akıl almaz eza ve cefalarıyla karşılaştı.
               Müşriklerin Müslümanlara yaptıkları bu insanlık dışı işkenceler Peygamberimizi (s.a.v.)
               üzüyordu.  Nihayet  bir  grup  Müslüman’ın  Hz.  Câfer  (r.a.)  kumandasında  Habeşistan’a
               hicret etmelerine karar verildi. Bu karardan sonra doksan iki kişilik Müslüman bir grup
               Habeşistan’a hicret etti. Mekkeli müşrikler hicret edenlerin peşlerini bırakmadı. Amr b.
               Âs (r.a.) ile Abdullah b. Ebî Rebîa’yı (r.a.) Habeşistan’a gönderdiler. Bu kişiler Necâşî’nin
               huzuruna çıkarak şöyle konuştular:

                   “Ey hükümdar! Aramızdan çıkıp işlerimizi bozan, şimdi de senin dinini, ülkeni ve
               halkını bozmak için çalışan bu adamlar hakkında seni ikaz ediyoruz. Bunlar bizim bazı aklı
               ermez gençlerimizdir. Sen onları bize iade et.”
                   Hükümdar ülkesine sığınanlara niçin geldiklerini, niçin secde etmediklerini sordu ve
               Peygamberimiz (s.a.v.) hakkında bilgi istedi. Hz. Câfer (r.a.) müşriklere şu sualleri sordu:
                   “Biz efendisinden kaçan köle miyiz? Biz haksız yere birinin kanını mı döktük ki bizi
               istiyorlar? Üzerimizde alıp da ödeyemediğimiz malları mı var, borçlu muyuz?”
                   Amr b. Âs (r.a.), onların köle olmayıp hür olduklarını, kimsenin kanını dökmedik-
               lerini ve borçlu olmadıklarını söyledi, “Biz onları, bizim dinimizi bırakıp Muhammed’in
               dinine girdikleri için istiyoruz.” dedi. Bunun üzerine söz alan Hz. Câfer (r.a.):
                   “Muhterem hükümdar! Biz cahil bir millettik, putlara tapardık. Leşleri yer, her kö-
               tülüğü işlerdik. Akrabamızla münasebetlerimizi keser, komşularımıza kötülük yapardık.
               Kuvvetli olanlarımız zayıf olanlarımızı ezerdi. Biz böyle bir durumda idik. Yüce Allah (c.c.)
               bize bir peygamber gönderdi. O bizi, Allah’a (c.c.) ve Allah’ın (c.c.) birliğine inanmaya,
               O’na ibadet etmeye, atalarımızdan bu yana taptığımız putları bırakmaya davet etti. Doğ-
               ru sözlü olmayı, emanetleri yerine getirmeyi, komşularla güzel geçinmeyi, kan dökmek-
               ten sakınmayı emretti. Her türlü ahlaksızlıktan, yalan söylemekten, yetimlerin malını
               yemekten, namuslu kadınlara iftira etmekten bizi menetti.”
                   Hz. Câfer (r.a.)  huzura girdiklerinde secde etmemelerinin sebebini de, “Biz Allah’tan
               başkasına secde etmekten Allah’a sığınırız!” diye cevaplandırdı. Bu konuşmalardan son-
               ra Necâşî’nin, “Sizin yanınızda Allah’tan gelmiş bir şey var mı?” diye sordu.

                   Hz. Câfer (r.a.) , evet dedi ve Meryem suresi’nden birkaç âyet okudu.
                   Necâşî şöyle söylemekten kendini alamadı:
                   “Sizi ve yanından geldiğiniz zatı tebrik ederim! Şehadet ederim ki o, Allah’ın Resû-
               lüdür.” dedi. “Gidiniz, ülkemde emniyet ve huzura kavuşmuş olarak yaşayınız.” diyerek
               muhacirlere sahip çıktı. Muhacirler, Habeşistan’da huzur içinde yaşadılar.
                                             (İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 104-105.)
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29