Page 3 - Hadis Metinleri 5. Ünite
P. 3

5. ÜNİTE





                Temim ed-Dârî’den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Din, samimi-
          yettir.” (Ravi der ki:) “Biz, “Kime karşı?” diye sorduk. O da “Allah’a, Kitabına, Rasûlüne, Müslümanla-
          rın önderlerine (yöneticilerine) ve bütün Müslümanlara karşı.” diye cevap verdi.” 3




                  “Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır. Kim bir kötülük geti-
             rirse o kötülükleri işleyenler ancak yaptıkları kadar ceza görürler.”

                                                                                    (Kasas suresi, 84. ayet.)




             Açıklama

             İyilik diye çevrilen kelime, birr kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Birr, hayrın her türlüsünü içine alan
          kapsamlı bir kelimedir. Zıddı ise günah (ism) ve kötülük (fücûr) diye verilir. Sıfat olarak iyi (berr) ve kötü
          (fâcir) kelimelerinin çoğul kalıbıyla geçtiği ayetlerden birisi şudur: “Hiç şüphesiz iyiler (ebrâr) cennette
          olacaklar. Kötüler (füccâr) ise kesinlikle cehenneme gireceklerdir.”  İmam Buhârî, el-Edebü’l-Müfred
                                                                              4
          adlı eserinde, Abdullah b. Ömer’den (r.a) şu bilgiyi nakleder: “Allah, cennete ehline iyiler (ebrâr) ismini
          verdi. Zira onlar anne babalarına ve çocuklarına iyi davrandılar; sevgi, saygı ve şefkat gösterdiler. Nitekim
          anne babanın senin üzerinde bir hakkı olduğu gibi evladının da senin üzerinde bir hakkı vardır.

                                                                                             َ
                                                                                     َ
                                                     َ
                                                                َ ْ
                                                                         ْ
              ( َ كِدَلوِل  َ كِلَذَك اًّقح  َ كيَلع  َ كِدِلاوِل  َّ نأ امَك ءانبلأاو ءابلا اورب مهن ِ لأ اراربأ  ّّّّّّّٰٰٰٰٰٰٰ للا مهامس امنِإ
                                                                                                              َّ
                                                                                    َّ
                                                                                               ُ
                                                                                                     ُ
                                                            َ َ
                                 َ
                                         َ
                                                                              ُّ َ ْ ُ
                                                                                         ً َ ْ
                                                 َ
                    َ
                                                                                                            َ
                                                               ْ
                                                                                                       َّ َ
                                                        َ
                                                                   َ َ َ
                                       ْ
                                                                                                   ُ
           ٌّ قح  َ كيَلع).“
             َ
                    َ
                  ْ
                Kendisine  güvenilen  ve  güven  veren  bir  kişilik  olarak  mümin,  nübüvvet  öncesinde  Muhamme-
          dü’l-Emîn diye tanınan Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) şu hadisinden yeterince ibret dersi çıkarmalı ve
          yalan günahıyla cehenneme atılmamalıdır. Bir gün Peygamberimize (s.a.v) soruldu: “Mümin korkak olur
          mu?” Peygamberimiz (s.a.v) cevap verdi: “Evet, olabilir.” “Mümin cimri olur mu?” diye sorulunca Pey-
          gamberimiz (s.a.v): “Evet, olabilir.” buyurdu. “Mümin yalancı olur mu?” denilince Peygamberimiz (s.a.v)
          “Hayır, asla olamaz.” diye cevap verdi . 5
                Ayrıca “Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse cennete giremez.”   buyuran
                                                                                                     6
          Peygamberimiz (s.a.v), “Hangi Müslüman daha faziletlidir?” sorusuna “Elinden ve dilinden Müslümanla-
          rın zarar görmedikleri kimsedir.” cevabını vermiştir .
                                                             7
                Hz. Ömer’in (r.a) şu uyarısı da aynı konuya vurgu yapar: “Öyle bir kişinin namazı ve orucu sizi al-
          datmasın ki o konuştuğunda yalan söyler ve kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.”
                Özellikle Uhud ve Huneyn’de Rasûl-i Ekrem’i (s.a.v) koruyup gözeten cengâver sahabe Ebû Dü-
          câne’nin (r.a) en çok sevdiği, beğendiği ve güvendiği iki amelî-ahlaki özelliği vardır. Bunlardan birincisi,
          kendini ilgilendirmeyen söze karışmamak; ikincisi ise kalbinde Müslümanlara karşı asla kötü bir duygu
          beslememektir.
          3   Buhârî, İman, 42; Müslim, İman, 95.
          4   İnfitâr suresi, 13-14. ayetler.
          5   Muvatta, Kelâm, 19.
          6   Müslim, İman, 73.
          7   Buhârî, İman, 4; Müslim, İman, 64; Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 52.

                                                           87
   1   2   3   4   5   6   7   8