Page 8 - Hadis Metinleri 2. Ünite
P. 8

İMANLA İLGİLİ
                 HADİSLER





             Açıklama
             Niyet hadisinin vürud sebebi şudur: Bir sahabi, Medi-
          ne’ye hicret etmek isteyen Ümmü Kays adlı bir hanımla           DEĞERLENDİRELİM
                                                                           Rasûlullah (s.a.v), ”Gerçek muha-
          evlenmek ister. Ümmü Kays, kendisiyle evlenmek iste-        cir, Allah’ın yasakladığı şeylerden kaçı-
          yen  sahabiye  Medine’ye  hicret  edeceğini  ve  orada  ev-  nan kimsedir.” buyurdu.
          lenebileceğini ifade eder. Sahabi, bu kadınla evlenmek                            (Buhârî, İman, 4)
          arzusuyla Medine’ye hicret eder. Bu durumu bilen saha-
          biler, ona Ümmü Kays’ın muhaciri anlamında “Muhâci-              Bir kişi, ”Hangi hicret daha fazilet-
          ru Ümmü Kays” diye lakap takarlar ve onun hicret sevabı     lidir?” diye sorduğunda Rasûlullah (s.a.v
                                                                      ”Allah’ın yasakladığı şeyleri terk etmen-
          kazanıp kazanmadığını konuşurlar. Bunun üzerine Pey-        dir.” diye cevep verdi.
          gamberimiz (s.a.v), herkesin niyetine göre sevap kazana-
          cağını belirterek meseleye açıklık getirir.                                     (Nesâî, Bey’at, 12)

             Hadisin  bazı  tariklerinde  “Kimin  niyeti  Allah’a  ve      Siz de bunlara benzer hicretle ilgili
          Rasûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse eline geçecek       hadisleri düşünerek zihninizde hicret ta-
          sevap da Allah’a ve Rasûlü’ne hicret sevabıdır.” diye zi-   nımı oluşturunuz.
          yade bir cümle mevcuttur.
             İmam Şâfiî’nin hocası Abdurrahman İbn Mehdî, “Kim
          bir kitap yazmak isterse buna niyet-amel hadisiyle başla-        BİLGİ KUTUSU
          sın.” der. Nitekim Buhârî el-Câmiu’s-Sahîh adlı eserine          Zahitlerden Fudayl b. Iyâz diyor ki:
          bu hadisle başlar. Böylelikle yazar, kitabını dünyevi bir   “Kınanma  kaygısıyla  ameli  terk  etmek
          maksatla  değil,  samimi  ve  halis  niyetle  yazdığını  ima   riya, insanlara gösteriş olsun diye amel
                                                                     etmek şirk, bu iki kusurdan kurtulmak
          eder.
                                                                     ise ihlastır”.
             Niyet, amel ile ibadeti âdetten ve alışkanlıktan ayıran
                                                                              “Görsünler, duysunlar ve desin-
          temel ölçüdür. Niyet, bir işi Allah (c.c) rızası için yapma-  ler” diye ibadet etmek amelî bir şirk ve
          yı kalpten geçirmek demektir. Niyet kalbin işidir ve mer-  büyük bir günahtır. Ancak gösterişi asla
          kezi kalptir. Kalbin katılmaması durumunda bir amelin      aklından  geçirmeyen  bir  mümin,  baş-
          yalnız dil ile telaffuz edilmesi kabul edilmez. Zira Allah   kalarını teşvik etmek niyetiyle herkesin
          (c.c) şekil ve kalıba, mal ve servete değil; kalbe ve ame-  göreceği  şekilde  ibadette  bulunabilir;
          le bakar. Bu hadisiyle Peygamber Efendimiz (s.a.v), ha-    namaz kılıp zekât verebilir.
          lis niyete dayanmayan bir ibadetin Allah (c.c) nezdinde
          hiçbir değer ifade etmediğini açıklar. Yapılan işten sevap
          kazanabilmek için samimi niyetle işe başlamak ve Allah           BİLGİ KUTUSU
          (c.c) rızasını gözetmek şarttır. Dünyevi-maddi bir çıkar
          için dinî değerler istismar edilemez, edilmemelidir. As-         İhlas  suresini  ve  mealini  okuya-
          lında doğrudan ibadet olmayan bir iş, iyi niyet ve samimi   rak ihlas kavramının ifade ettiği anlamı,
                                                                     okuduğunuz hadislerle bütünlük içinde
          duygularla  yapıldığı  takdirde  ibadete  dönüşür.  Mesela   anlamaya  çalışınız.
          yemek yerken bundan elde edilecek güç ve kuvvetle kul-
          luk ve iyilikte bulunmayı düşünmek sevap kazandırır.
             Sonraki hadiste geçen süm’a, birilerine duyurarak şöhret peşinde olmayı ifade eder. Riya da gösteriş,
          iki yüzlülük, samimiyetsizlik demektir. Bir ahlak terimi olarak riya, “Allah’tan başkasının hoşnutluğu-
          nu kazanma düşüncesiyle amelde ihlası terk etme” diye tarif edilir. İhlas ve sıdk kavramlarının karşıtı
          olan riya, “Allah’a itaat eder görünerek kulların takdirini kazanmayı isteme” veya “saygınlık kazanma,
          çıkar sağlama gibi dünyevî amaçlarla kendisinde üstün özellikler bulunduğuna başkalarını inandıracak



                                                           28
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13